Bir takipçimiz, "Ak Partili değilim ama, 70'lik Akif babanın damatlarını Seyhan'da görünce Berat Albayrak'a laf sokanı fena halde haşlarım" sözüme içerlemiş olmalı ki, 'bal gibi Ak partilisin' diye not düşmüş.
Cevaben, "Adana il başkanlığı tarafından 'basın toplantılarına' çağrılmayan, gazetesine giriş yasağı konulan tek kişiyim. Adana'da bir örneği daha var mı?" diye yazınca, kısa geçmişte yaşananları hatırladım.
"Alemdar Öztürk, Ceyhan Belediye Başkanlığını sürdürürken haksızca görevden alındığı inancı ile bir gazeteci olarak eleştiri hakkımı kullandım. Öztürk, hakkında 9 ay tutukluk sürecinden sonra verilen beraat kararı ile birlikte ne denli doğru bir noktaya işaret ettiğim şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? Kaldı ki, içeriğinde hakarete dair en ufak bir ima ya da sözcük yoktu. Buna rağmen dönemin Ak Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni, hakkımda suç duyurusunda bulunarak cezalandırılmamı talep etti.
Şikayet hakkının ortadan kalktığı, şikayete bağlı suçlarda zaman aşımı süresinin 6 ay ile sınırlı olduğu bir dosyada tam anlamıyla bir hukuk cinayeti yaşandı. İktidarın il başkanı şikayet edince, yazının yayınlandığı tarihten neredeyse 1,5 yıl geçtikten sonra soruşturma açılmasında hiç bir beis görülmedi. Kürkçüler'e doğru sürüklenirken araya yerel seçimler girdi ve maçayı zor bela kurtardık.
Ak Partili olsak, hele hele Fikret Yeni gibi 'işaret ettiğini küle çeviren' bir siyasinin dümen suyunda yürümeyi kendimize yakışır görsek, hiç bunları yaşar mıydık? Başımız ağrımaz, gazetemiz hüsn-ü kabul görür, her etkinlikten haberimiz olur, e-posta adresimize gönderilen haber bültenleri maddi manevi karşılık bulur, partiye her gidişimizde teşrifata yakışır bir şekilde ağırlanmaz mıydık?"
Fikret Yeni 'şeklen gitti.' Ne değişti?
Basın toplantılar ve her türlü etkinlikte yine yasaklı değil miyiz?
Adana Haber Net'e de, Bayrak'a da adı konulmamış bir ceza-i işlem uygulanmıyor mu?
Adana Haber Net'e de, Bayrak'a da adı konulmamış bir ceza-i işlem uygulanmıyor mu?
* * *
Altını çizerek açıklık getirmek istiyorum ki:
"Ak Partili değilim, iftihar ederek söylemeliyim ki; samimi ve hiç bir çıkar hesabına dayanmayan bir, 'Muhsin Yazıcıoğlu' gönüldaşıyım! Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Fetö artıklarından ayrı tutmak gibi bir anlayışa sahibim. "Fetöcüler bir yana, o bir yana!" diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Anlayanlar anlamayanlara anlatsın! (ae)
