Anadolu, Anavatan, Anayasa , Anaokulu, Anadil, Anane, Anne, Ana. Abartılmış ve yerleşmiş birçok annelik olgusu olduğunu görüyoruz.
Bunu sıklıkla kutsal kitaplarda da görmek mümkün. Örneğin; İncil'de Magdalalı Meryem atfını şeytani anlatan kutsallık, hazreti Meryem’in anneliğinde kadını yüceltiyor.
Kuran'da kadının miras hakkı dâhil olmak üzere her şey evlilik ve annelik özellikleri üzerinden atıflanıyor. Zebur ve Tevrat'ta kadın Lilith'den kalma şeytani alışkanlıklarını annelikle temizliyor.
Gelelim günümüze; bir kız çocuğu hala ne yazık ki annelik özentisi ile yetiştiriliyor. Buna en aydın coğrafyaların geçleri de dâhil.
"Öğretmenlik görece anneliktir" diyen bir meslektaşım 22 yaşında anne olmaya hazırlanırken nöbet tutmuyor, öğretmenlik mesleğinin getirilerini yerine getirmiyor ama annelik güzellemesi yapıyor.
Sokakta ağzından sinkaflı küfürler saçarak dolaşan çocukların da anneleri bu güzellemeden nasipleniyor. Kocasının tecavüz ettiği öz kızına "baban sana şaka yapıyor" diyen de anne.. Çocuklarına teşekkürü öğretemeyen de anne.
İnsan evladına basit adabı muaşereti öğretememişken, bu neyin anneliği merak konusu doğrusu.
"Mutsuz çocukların anneyim ben" diyen figürleri mi onlar. Yoksa özgürlüğün şekillendiricileri baba figürünün önündeki küçük biblolarımı anneler.
"Akıllı durmazsan akşam evde babana söylerim" diyen annelik, eril figürün arkasından "anneyim ben anne" diye anırıyor.
İstemeden doğurdukları çocukları yetiştirmek konusunda bocalayan anneyim 'ben anneciler..'
Türkiye'de bu kadar yolsuzluk bu kadar adaletsizlik varsa bu en çokta annelerin suçudur. Eğitim en çok anne ile şekillenir daha çocukken eğitmediğin ağaç kuruduğunda eğri büğrü dikenli olduğunda sızlanmak boşadır.
Çocuğun çevre ile şekillendiğini savunan Gestaltçi akımı hep komik bulmuşumdur. Ya da çocuğun ailedeki sırasının önemini vurgulayan Adlercileride.
Çocuk annenin aynasıdır. Sizin iyi evlat olarak tanımladığınız çocuklarınız birey olamamış, varlıklarını sizin varlığınızdan ayıramamış birer un çuvalları gibiler şimdilerde.
'Kapitalizmin etkisi yadsınamaz anneler gününde'"anneyim ben" annecilere alınan yılın en iyi evladı ödüllü kupaları söylemezsem olmaz.
'Tecavüzcüler, hırsızlar, siyasetçiler, hastalarını darp eden doktorlar, doktorları darp eden hastalar, öğretmen öldüren öğrenciler, öğrenci döven öğretmenler' bunlar sizin eseriniz anneyim ben anneciler.
Eve para getirme rolünü post modernizmden öğrenen kadın kreşlerde çocuğunu başkalarının vicdanına terk ederken de "anneyim ben anne" diyor.
Çalışan annelerin sorunlu ve sorun odaklı çocukları yine annelik güzellemesi yapan eğitimcilerin ellerinden çıkan devasa çay bardağı görünümlü estetikten uzak heykellere dönüşüyor.
Çocuklarını anane ve babaanneye bırakan koca yürekli anneler kuşak farkını es geçip, Esra Erol ile Müge Anlı ile ahlak şekillendirmesi yapan evlerde annene ve babaanneleriyle bunları izleyerek siyasetçi, doktor ve öğretmen oluyorlar.
Akraba evliliği ile birbirinden benzersiz ahlak gelişimine sahip 5 çocuklu köle kadın sana evlenmen gerektiğini söylerken, anneliği güzellerken anlıyorsun bu bir döngü bu bir paradoks! İnsan yaşadığı cehennemi çoğalttıkça cehennemin varlığını içselleştirmesi kolay oluyor diye.
Ez cümle içi boşaltılmış vasat duyguların kurbanı olan, toplumsal çürümenin sebebi olan sizlerin 'anneler günü kutlu olmasın!'
Yorum Yazın