'İstanbul basını–Yerel' ayrımı yapılıyordu. Herkese haber, kimine de 'lokma' gönderiliyordu. Valiliğin çarşaf gibi protokol listesi dururken bağlayıcılığı olmayan, üstelik dışımızdaki bir kuruluşa itibar edilip, üç beş 'götüresi' adamla günü kurtarıyorlardı.
Sustukça sustuk...
İnternet basını olarak ne denli olgun davranıyor idiysek birileri bizi kullanarak sırtımızdan prim yapmaya çalıştı.
Artık dama dedik!
. . .
Yazılı Yerel basın kendi derdi ile uğraşıyor, başını kaldıracak hali kalmadı. Kaldı ki, bu alandaki meslektaşlarımız istisnasız hepsi bizim dostumuz, kardeşimiz, yol arkadaşımız.
Sözümüz İstanbul basınına; onlara güvenen, internet basınını, yerel medyayı yok sayıp sadece onları muhatap kabul edenlere, Adana Atlıspor Kulübüne ve de aynı ayardaki kişilere, firmalara, belediyelere, resmi kurumlara...
İnternet basınını küçümseyenler, kulağınızı açın, iyi dinleyin!
O çok güvendiğiniz süslü püslü bölge eklerinin kaç adet basıldığını, bunun kaç tanesinin satıldığını, verdiğiniz paraların ne denli işe yaradığını düşündünüz mü?
En çok okunan (!) 'İstanbul basınına ait' (x) gazetenin Adana’daki tirajının ne kadar olduğunu araştırdınız mı, açıklasam gülersiniz.
En çok okunan (!) 'İstanbul basınına ait' (x) gazetenin Adana’daki tirajının ne kadar olduğunu araştırdınız mı, açıklasam gülersiniz.
Yine de, kompleks var öyle değil mi?
Sadece hafta sonu okunan boyalı gazetelerde iki satırlık haberle yer almak varken,
Yerellik, yerel olmak, yerele sahip çıkmak aşağılık duygusu yaratıyor olmalı…
Yerellik, yerel olmak, yerele sahip çıkmak aşağılık duygusu yaratıyor olmalı…
Bölge eki çıkaran o gazeteleri üst üste koyun, yan yana toplayın internet basınının onda birine ulaştığını göremezsiniz.
Satırlarına göz gezdirdiğiniz Adana Haber.Net'in günlük izleyici sayısını duysanız dudağınız uçuklar.
ATLISPOR DEMİŞTİK…
Kıdemin bilgi, beceri ve olgunluğa katkı sağlayabileceği hatasına düşerek kerameti kendinde sayıp yerel basın adam yerine konulmayınca olanlar oldu.
Sonuç malum.
Fatura o tavizi veren başkana çıktı.
Çantada keklik gördükleri seçimi açık ara kaybettiler, hüsrana uğradılar. Talih kuşu yenilerine güldü.
Yeri başkan, bşlangıçta her şeyin farklı olduğunu, geçmişte yaşanan hataların tekrar edilmeyeceğini ısrarla söylemesine rağmen pek fazla bir şey değişmemiş görünüyor.
Eski tas eski hamam!
Basın bültenleri aynı sistemle, sadece istediklerine gönderiliyor, toplantılar önceden belli üç beş kişiye özel tertipleniyor.
Gündüz yetmiyor, akşam sefalarında kişiye özel 'vur patlasın çal oynasın' (?) muhabbetleri ayarlanıyor.
Son kez uyarmak, duyurmak istedik...
Gerisi kendilerine kalmış...