Haber özetle şöyleydi:
'İçişleri Bakanlığı tarafından Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Aytaç Durak dahil 8 kişi hakkında belediye adına alınan arazinin Durak'ın eşinin üzerine geçirilip 'haksız mal edinmek' suçlamasıyla açılan dava iddianın 'görevi kötüye kullanmak' suçunu oluşturabileceği, bunun için de bakanlık izni gerektiği için durduruldu.'
Aytaç Durak için istenen bakanlık kararı ne şekilde değerlendirilebilir?
Öncelikle şu soruya cevap bulmak gerekir? Mahkeme bakanlıktan izin istemek için hangi gerekçe ile 2.5 yıl beklemiş olabilir?
Konu farklı senaryolara gebe: -Mahkeme karar aşamasına gelmiştir. Çıkacak sonucun olası siyasi sorumluluğunu üzerine almak istemeyen yargı son sözün İçişleri Bakanlığı tarafından söylenmesini, Durak’ın boynu vurulacaksa kılıcı siyasilerin indirmesini istemiş olabilir. – (mi?)
Bu iddia değil, sadece bir tahmin…
Devam edelim;
İçi bomba dolu paketi kucağında bulan İçişleri Bakanlığı Aytaç Durak için nasıl bir karar verecektir?
AK Parti kurmayları Durak’ın siyasi hayatını bağışlama yoluna giderek Adana’da kendi sonunu hazırlayacak bir gidişata zemin hazırlayacak kadar acemi mi?
Hangi siyasi anlayış kelepçelerinden kurtulan Aytaç Durak’ın 'mağduriyet' ajitasyonuna mevcut potansiyelini de ekleyerek AK Parti adayını buldozer gibi ezip geçeceğini bildiği halde kendi idam fermanını imzalar?
Siyasi irade yargılama iznini verecektir, bu kesin!
Durak’ın infaz kararında yargı hükmünden önce bizzat AK Partili İçişleri Bakanı kalem kıracaktır.
Bu durumda Aytaç Durak ebediyen minderin dışına itilecek, siyasi hayatı bedeninden daha önce (Allah uzun ömürler versin) kara toprağın altına girecektir.
Bu MHP’nin de işine gelecek bir tablodur, zira Aytaç Durak faktörü Devlet Bahçeli için ayak bağıdır.
Durak, Bahçeli'yi adaylık noktasında sıkıntıya sokmaktadır. Durak adı orta yerde durduğu sürece bir başkasından söz etmek farklı yelpazedeki milliyetçiler arasında vefasızlık olarak algılanacaktır.
Bu durumda, Aytaç Durak’ın başına gelenler Bahçeli’nin bir anlamda işine gelecek, kararında netlik sağlayacaktır.
Diğer yandan, Durak’ı AK Parti hükümetinin elinden son anda da olsa kurtarabilecek kişi yine de Devlet Bahçeli’dir.
Durak’ın siyasi hayatı Bahçeli’nin ağzından çıkacak bir cümleye bağlıdır.
MHP Lideri Durak’ı yeniden partiye davet ettiği takdirde MHP koruması altına giren kurt politikacıyı 'diri diri tabuta sokma eylemi' o kadar da kolay olmayacaktır.
Böyle bir şey mümkün mü, zor ihtimal!
O halde gelelim Durak sonrasına;
Böylesi gelişme sonrası nasıl bir yol izlenebilir?
Senaryolar burada da çeşitlilik gösteriyor:
"Önündeki en büyük engelin yarış dışı kalması ile Hüseyin Sözlü rakipsiz kalır mı?"
‘Sessiz ve derinden giden, Ankara’daki güç ortamı ile aday adayları arasına korku tohumları saçan Remzi Oğuz Yılmaz’ın eli daha bir güçlenir mi?’
Üçüncü şık! Her iki aday arasından bir üçüncüsü,
Sözgelimi Seyfettin Yılmaz, Sözlü ile Yılmaz’ın çarpışmasından istifade aradan fırlar ve ipi göğüsler mi?
Yakın gelecek önemli gelişmelere gebe.
Bekleyip göreceğiz.
'İçişleri Bakanlığı tarafından Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Aytaç Durak dahil 8 kişi hakkında belediye adına alınan arazinin Durak'ın eşinin üzerine geçirilip 'haksız mal edinmek' suçlamasıyla açılan dava iddianın 'görevi kötüye kullanmak' suçunu oluşturabileceği, bunun için de bakanlık izni gerektiği için durduruldu.'
Aytaç Durak için istenen bakanlık kararı ne şekilde değerlendirilebilir?
Öncelikle şu soruya cevap bulmak gerekir? Mahkeme bakanlıktan izin istemek için hangi gerekçe ile 2.5 yıl beklemiş olabilir?
Konu farklı senaryolara gebe: -Mahkeme karar aşamasına gelmiştir. Çıkacak sonucun olası siyasi sorumluluğunu üzerine almak istemeyen yargı son sözün İçişleri Bakanlığı tarafından söylenmesini, Durak’ın boynu vurulacaksa kılıcı siyasilerin indirmesini istemiş olabilir. – (mi?)
Bu iddia değil, sadece bir tahmin…
Devam edelim;
İçi bomba dolu paketi kucağında bulan İçişleri Bakanlığı Aytaç Durak için nasıl bir karar verecektir?
AK Parti kurmayları Durak’ın siyasi hayatını bağışlama yoluna giderek Adana’da kendi sonunu hazırlayacak bir gidişata zemin hazırlayacak kadar acemi mi?
Hangi siyasi anlayış kelepçelerinden kurtulan Aytaç Durak’ın 'mağduriyet' ajitasyonuna mevcut potansiyelini de ekleyerek AK Parti adayını buldozer gibi ezip geçeceğini bildiği halde kendi idam fermanını imzalar?
Siyasi irade yargılama iznini verecektir, bu kesin!
Durak’ın infaz kararında yargı hükmünden önce bizzat AK Partili İçişleri Bakanı kalem kıracaktır.
Bu durumda Aytaç Durak ebediyen minderin dışına itilecek, siyasi hayatı bedeninden daha önce (Allah uzun ömürler versin) kara toprağın altına girecektir.
Bu MHP’nin de işine gelecek bir tablodur, zira Aytaç Durak faktörü Devlet Bahçeli için ayak bağıdır.
Durak, Bahçeli'yi adaylık noktasında sıkıntıya sokmaktadır. Durak adı orta yerde durduğu sürece bir başkasından söz etmek farklı yelpazedeki milliyetçiler arasında vefasızlık olarak algılanacaktır.
Bu durumda, Aytaç Durak’ın başına gelenler Bahçeli’nin bir anlamda işine gelecek, kararında netlik sağlayacaktır.
Diğer yandan, Durak’ı AK Parti hükümetinin elinden son anda da olsa kurtarabilecek kişi yine de Devlet Bahçeli’dir.
Durak’ın siyasi hayatı Bahçeli’nin ağzından çıkacak bir cümleye bağlıdır.
MHP Lideri Durak’ı yeniden partiye davet ettiği takdirde MHP koruması altına giren kurt politikacıyı 'diri diri tabuta sokma eylemi' o kadar da kolay olmayacaktır.
Böyle bir şey mümkün mü, zor ihtimal!
O halde gelelim Durak sonrasına;
Böylesi gelişme sonrası nasıl bir yol izlenebilir?
Senaryolar burada da çeşitlilik gösteriyor:
"Önündeki en büyük engelin yarış dışı kalması ile Hüseyin Sözlü rakipsiz kalır mı?"
‘Sessiz ve derinden giden, Ankara’daki güç ortamı ile aday adayları arasına korku tohumları saçan Remzi Oğuz Yılmaz’ın eli daha bir güçlenir mi?’
Üçüncü şık! Her iki aday arasından bir üçüncüsü,
Sözgelimi Seyfettin Yılmaz, Sözlü ile Yılmaz’ın çarpışmasından istifade aradan fırlar ve ipi göğüsler mi?
Yakın gelecek önemli gelişmelere gebe.
Bekleyip göreceğiz.