Herkes yeni yıldan hediyeler bekler. Her yeni yıl insana bir lütuf, kendini düzeltmesi için bir fırsat, bir şans daha ne olsun? peki biz ne verdik, vereceğiz?
Siyasiler ne yaptı? ekonomi daha mı iyi, haklar daha mı adil, ülke daha mı refah oldu? iktidar, muhalefet toplumsal, sosyal, hukuksal, siyasi, ekonomik bağlamda ne üretti, ne tüketti? Bugünlere ne verdiler, bugünlerden ne aldılar?
Ya vatandaş? iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı yaşayarak gördü mü? ya mutlu azınlık hissesine vicdan kapıp hiç gocundu mu mesela?
Medya halkın gerçeğinin idrağına vardı mı? halka kesilen faturalarda yükümlülüğünün muhasebesini tuttu mu mesela.
Velhasıl toplum dinamikleri ne yaptı?
Mesela üretim için ne yapıldı, birleştiricilik için, vatandaş için, yarınlar, gelecek için ne yapıldı?
Unutkanlar için birer hatırlatma dozu.. bir düne bakış, bir güne bakış yeter yarınları nakşetmek için.
Onca olumsuzluk, iyiye, kötüye rağmen umuda tabiki gem vurulamazdı.
Yine de.. Hoş geldin yeni yıl dedik. Yeni yıl bize zamlarla hoş bulduk zamzedeler dedi.
Baş döndüren bir hızla gelen zamlar yurttaşın cebini değil artık yüreğini yakarken elektrik, doğalgaz, akaryakıt, köprü ve otoyol ücretleri, harçlar, vergiler ve cezalarla 2022 zam tufanı ile yurda giriş yaptı.
Görünen o ki kalmayan kemeri sıkın nasihatli..
Yine vatandaşa, bizlere esmer günler düştü.
Halk artık akıl değil (para) refah, huzur verin diyor. Akıl bu ya geliyor bazen vaktinde üst düzey bir yetkili gerekirse hap yapar vatandaşa yine yuttururuz dediydi..
Vatandaşa hep bir idare düşüyor iradesiz bir idare acıkmayacak, üşümeyecek, ulaşım yaya, gerekirse karanlıkta oturacak.. tuzu kuruların yüzü suyu hürmetine.
Ah! dış güçler ah! derken.. ekonomi, üretim, istihdam, adalet, hukuk da ah! dedirtmiyor mu?
Bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda vucüt her türlü mikrop, enfeksiyona açık olur.
Bir ülkede dış borçlar faiz sarmalındayken, cari açık, kur, üretim, istihdam, enflasyon sıkıntılarıyle cebelleşirken herhalde dış güçler boş durmayacaktır.
Osmanlı'ya dünyada hasta devlet dendiğinde üşüşen o dış güçlere bu halk elbetteki aşina, fakat o zaman bir Mustafa Kemal vardı kurtuluş destanının sonunda Atatürk olan deha.
Ve vatan için canını veren fedakar, cefakar bir millet. Ee şimdi koca denizi geç gel bir kaşık suda boğul olacak şey mi?. Dış güçler her zaman olmuştur ve olacaktır, önemli olan ona sığınmamak, ülkeyi onların avı, yenilir lokma olma durumuna getirmemektir tabiki.
Halkın yoksulluk, açlık sınırıyla mücadele ettiği şu günlerde yetkililerin bu zam sağnağına bir an önce dur demesi ekonomik tedbirleri amasız lakinsiz ivedilikle uygulaması gerekmekte.
Vatandaş zira bu enflasyonda üzerine düşeni ziyadesiyle yapmakta, evinde ekonominin kralını uygulamakta.. geçim için mucizeler yaratmaya çalışırken halka dokunan politikalar beklemektedir.
Velhasıl.. vatandaş 'Bir su bir ekmek, bir ekmek bir biftek' diyerek talim terbiyede rap, rap modunda zaten.
Değil çocuklarımızın, torunlarımızın bile borçlu olduğu dünyaya.. Hoş geldin bebek, yaşama sırası sende. Gafillik sebep bedbahtlık sonuç. Haydin kolay gelsin cümleten.
Herşeye rağmen hoşgelişler olsun yeni yıl.
Unutmayın.. 'Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz'.
Memleketin Sesi
(SS.A)