Bir vardı bir yoktu
Bir azdı bir çoktu
Aslında hiçliğin içinde
Hiç olmayan çoktu
Çoğaldı, çiçek açtı
Dallarına kuşlar kondu,
Güldü, dünya yüzünü güneşe döndü
Gülüşü tabiatın düğünüydü
Konuştu, sesinden ninniler dinledi çocuklar,
Sesinde, bahar cıvıltıları,
Bakışında, akasyalar açardı
Aslında ... bahardı...
Öfkesi, güz mevsimiydi.
Rüzgarı, yıkar savururdu
İnsanlık üşürdü rüzgarında
Yorulurdu, aylardan eylül olurdu
Bir vardı bir yoktu
Bir azdı bir çoktu
Aslında o umuttu
Hiç olmayan sonsuzluktu...
Yaz gibi sıcak yüreği vardı
Öfkeli gözlerinde,
Bütün ütopyalar yitirirdi varlığını
Üşürdü, mevsim güz olurdu,
Yorulurdu, Eylül olurdu...
Bir vardı bir yoktu
Bir azdı bir çoktu
Aslında o umuttu
Hiç olmayan sonsuzluktu...
Merhameti, bütün yaralara merhemdi
Sabırlı elleri kıblesiydi meleklerin
Sonra.... Öfkesine yenik düşerdi...
Sessizliğin içinde silinirdi...
Yönsüz, yolsuz, pusulasız
Yüzünü ona dönerdi çiçekler
Yitip giderdi telaşlı sesler
Acılar dinerdi suskunluğunda
Bir vardı bir yoktu
Bir azdı bir çoktu
Aslında hiçliğin içinde
Hiç olmayan çoktu...