türk haberler
TÜRK SANAYİ REHBERİ
Adana
DOLAR34.6635
EURO36.4315
ALTIN2949.1
Azmi ERTAN

Azmi ERTAN

Mail: [email protected]

Bir Zamanların Adana'sından Bugünlere ...

Bir zamanların Yeşilçam filmlerine konu edilen Adanasından bahsetmek istiyorum.
'Hulusi kentmen'li Adanalı ağa rolleri ile ünlü filmlerin revaçta olduğu günlerde ekonominin can damarı tarım şimdiki gibi bitik değildi.
O dönemleri yaşı 30'un üzerinde olanlar iyi bilir. Farklı bir dönemdi... Bolluk bereket bugünleri kıskandırır boyuttaydı.
Çiftçi tüm plânını ürün hasadına göre yapardı. Çocuklarını hasattan sonra evlendirir, borçlarını ürününü sattıktan sonra öderdi. Yatırımlar hep bu doğrultuda gerçekleşirdi.

Piyasalar hasat sonrası coşardı. Kuyumcular, inşaat firmaları, mefruşatçılar ve bu zincire bağlı tüm esnafın yüzü bu sayede gülerdi.
Tarım girdili fabrikalar ülke ekonomisinin lokomotifi, Adananın şanı, şöhreti, şerefi gibiydi.

Tekel, Sasa, Bossa, Temsa, Çukobirlik, Mensa, Güney Sanayi, Özbucak, ve irili ufaklı bir çok fabrika bolluk ve bereketin simgesi gibiydi.
Ekonomik nedenlerle bunlardan kimisi kapandı, kimisi de Adana dışına taşındı.
Buralarda çalışan işçiler bugünün şartlarına göre 'bir eli yağda bir eli balda' değildi belki ama, merte de, namerde de muhtaç olmadan geçinip gidiyorlardı.

. . .
Napolyon, Waterloo savaşını kaybeden komutanlarını karşısına alıp sormuş:
"Bana bir kaç inandırıcı gerekçe söyleyin sizi affedeyim!"
Birisi atılmış, " cephanemiz bitti!"
"Tamam!" demiş Napolyon, "gerisine gerek yok, mesele anlaşıldı"

. . .
Nereden Nereye geldik?
Fabrikaların kapanması dev işsizler ordusuna temel oluşturdu.
AB ve ABD dayatmaları ile Adana tarımını el birliği ile yok ettik.
Emperyalist ABD ve batı ülkeleri, "bu ürünler bizde zaten var, siz ekmeyin, çiftçimiz boş durmasın, üretsin, ucuzundan bizden alın" deyince büyüklerimiz de, " ne iyi düşünmüşsünüz" dediler.
Adana ve Türk ekonomisinin ipi böyle çekildi.

Çiftçi şimdilerde hiç bir şey yapmadan öylece oturuyor. Elindeki arazi tapusunu götürüp 'ekmeden biçmeden' - eline sayılan sözüm ona 'destek adı altında' -sadakaya- muhtaç ediliyor.
Çiftçi boş oturunca, tohumcu da boş oturuyor, zirai ilaç satıcısı da boş oturuyor, çapalayan, sulayan, hasat eden işçiye ise hiç gerek kalmıyor.
İnsanların eline ölmeyecek kadar para verilince zorunlu ürünler dışında piyasada para dolaşımı da yaşanmıyor.
Hal böyle olunca, esnaf da iş yapamaz hale geliyor.

Türkiye'de bir zamanlar gıpta ile bakılan bu kentin sanayi odasına kayıtlı 54 fabrikası şu an itibarı ile kapanmış durumda.
Ülke ekonomisi içinde parmakla gösterilen Adana, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya'nın ardından 6. sıraya geriledi.
Bu durumun sorumluları kim, kimler, hangi zihniyet?

2013 verilerine göre Adana'nın nüfusu 2 milyonu aşmış durumda.
Eli ekmek tutma yaşına gelenlerin önemli bir miktarı ise işsizler ordusunu her geçen gün biraz daha arttırıyor.
Resmi verilere göre, işsizlikte rekor kıran illerin başında Adana geliyor. Adana'yı Diyarbakır ve Hakkari izliyor...

Ekonomik krizin etkilerini en yoğun yaşayan illerden biri olan Adana'da sanayi tasfiye olmuş durumda. Birbiri ardına kapanan fabrikalar yüzünden binlerce insan işsiz kaldı. Fabrikasını kapatmayanların da, alacaklılar ve bankalar başına üşüşmesin diye çalışıyormuş gibi gösterdiği söylendi.

Bir zamanlar Adana'daki fabrikalarda 35-40 bin kişi istihdam ediliyordu, bugün ilin en büyük sorunu işsizlik. Geldiğimiz tabloyu düşünün artık...

Sadece işsizlik mi?
Beyin göçü de durdurulamıyor. Yetişmiş, meslek sahibi, belli bir sermaye birimini bir araya getirenler soluğu batıda, büyük kentlerde alıyor.
Beyin göçünün durması ve tersine beyin göçünün sağlanabilmesi için merkezi hükümetin ve bölge dinamiklerinin her yönüyle harekete geçmesi gerekiyor,

"Turizm sektöründeki yatırımlar, Adana'nın bu alanda bir de bakanı olmasına rağmen - kaplumbağa hızı ile ilerliyor. Yumurtalık, Ceyhan projelerinde elle tutulur bir yatırım yok. Sağlık turizmine son derece uygun bir coğrafyada bulunmamıza rağmen bu konuda da, tıpkı diğerlerinde olduğu gibi bir arpa boyu yol almış değiliz.
Daha iyi bir yönetim sistemi ve kaliteli bir yaşamın insani hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME