Bugüne kadar Ceyhan'da 'bir kez bile paralel yapı elemanlarının kılına dokunacak operasyon yapılmamamış' olması şöyle dursun, 'bütün köşe başlarının tutulmuş olduğu' herkesçe biliniyor. Boş durmayan bu 'kripto paralel kadro' ağababalarının desteğiyle hedefindeki 'kuyruk acısı taşıdığı isimlere' kumpas tertipleyecek kadar 'kamikaze fedailik' yapabiliyor.
Alemdar Öztürk'e gelinceye Ceyhan'da girdiği her seçimi kaybeden AK Parti, Öztürk'le ilk defa seçim kazanmıştır.
6 Ocak tarihindeki algı operasyonu sonrasında başlatılan sorgusuz siyasi linç kampanyalarının tamamının balon olduğu kesinleşmiş, adli ve idari hiçbir olumsuzluk üretilememişti.
Hal böyle iken 24 Mart 2016 tarihinde ihraç kararı açıklanmış, başarı grafiğini rekor oranda arttırarak destek veren gönüllüler 'sükutu hayale' uğratılmıştır.
Alemdar Öztürk aleyhinde en baştan 'savunma alınmaksızın peşin verilmiş hükmün' çürük bilgi ve AK Parti kapatma davası benzeri çalışmaların dayanak yapıldığı 'siyasi gerekçeler, hukukî karşılığı olmayan mesnetsiz, delilsiz ve tek taraflı' olduğu kesinlik kazanmıştır.
Fakat buna rağmen verilen ihraç kararı, AK Partililer ile ayrı parti planlayanları da 'deşifre' etmiştir. Burada bir diğer plan ise, 'yıpratma, ayrışma, bölünme' ve sonrasında içeriden yönlendirmeye çalışan belli mihrakların sözde 'YENİ PARTİ' senaryoları belli olmuştur.
Paralel yapının da ötesindeki yeni yapılanmanın 'yoğun spekülasyon ve manipulasyonlarının göz boyamasıyla', AK Parti'nin içindeki bir takım sözde AK Partililerin, 'KUMPAS görünümlü SİYASİ LİNÇ KAMPANYASINA bilerek ya da işine geldiği için', TOYCA yenik düştüklerine herkes tanıklık etmiştir. 'Kişisel siyasi gelecek kaygısı ile kısa vadeli duygusallığın ön planda olduğu' ve 'emsali bile olmayan ihraç sistemi' dizayn edilmiştir.
Ceyhan'a ön yargısız ve tarafsız muhakeme ile bakılınca büyük resim daha net görülüyor;
Yıllar öncesinden 'tarlamızı önceden süren' gayri milli unsurlar düğmeye basmıştır. 'Neticede Ceyhan'daki en stratejik konum ve mevkiler', milli fayda doğrultusundaki hassasiyetlerimizin tersi yönündeki uygulamalarla insafsızca kılıfına uydurularak, dış bağlantılı yetkililer taşeronluğunda ele geçirilmiştir. Şu an ise 'fırsattan istifade', 'Skyes Picot plânı' çerçevesinde 'devir teslim süreci işletilmekte, engel gördükleri yerli ve milli unsurları ise bertaraf ettirmektedirler'. Bütün belgeler devletin yetkili organlarında zaten mevcuttur.
Eğer ülkemizde, istikbalimizi ve istiklalimizi tehdit eden yapılarla mücadele etmek isteniyorsa; Ceyhan tam da merkezi, hatta sefillere uşaklık yapanların günümüzdeki Alamut Kalesi'dir.'MİT Tırlarına Ceyhan'da operasyon düzenleyenler, azmettiricilerinin ortaya çıkmasıyla' saldırılarını daha da 'artırarak sürdürmekte', ama ne hikmetse, 'yaptıkları yanlarına kâr kalmakta ve ödüllendirilmektedir.'
Ceyhan'da inandırıcılığı ve gerçekliği kalmamış, hiçbir zaman da uygulanmamış 'paralel yapı ile mücadele, TERS YÖNDE zirve yapmıştır.'
'Paralelin yaptığı bu operasyonlar aynı zamanda bütün kriptoları da deşifre etmiştir. Bakalım nereye kadar götürebilecekler?'
Alemdar Öztürk'e gelinceye Ceyhan'da girdiği her seçimi kaybeden AK Parti, Öztürk'le ilk defa seçim kazanmıştır.
6 Ocak tarihindeki algı operasyonu sonrasında başlatılan sorgusuz siyasi linç kampanyalarının tamamının balon olduğu kesinleşmiş, adli ve idari hiçbir olumsuzluk üretilememişti.
Hal böyle iken 24 Mart 2016 tarihinde ihraç kararı açıklanmış, başarı grafiğini rekor oranda arttırarak destek veren gönüllüler 'sükutu hayale' uğratılmıştır.
30 Mart 2014 tarihi öncesinden başlayarak, 'stratejik plan çerçevesinde adım adım' oluşturulan imaj sonucunda yapılan algı operasyonuyla bir takım haksız ve hukuksuz uygulamalar tutmamasına rağmen her seferinde daha yüksek dozda artırılarak devam ettiriliyor.
Alemdar Öztürk aleyhinde en baştan 'savunma alınmaksızın peşin verilmiş hükmün' çürük bilgi ve AK Parti kapatma davası benzeri çalışmaların dayanak yapıldığı 'siyasi gerekçeler, hukukî karşılığı olmayan mesnetsiz, delilsiz ve tek taraflı' olduğu kesinlik kazanmıştır.
Fakat buna rağmen verilen ihraç kararı, AK Partililer ile ayrı parti planlayanları da 'deşifre' etmiştir. Burada bir diğer plan ise, 'yıpratma, ayrışma, bölünme' ve sonrasında içeriden yönlendirmeye çalışan belli mihrakların sözde 'YENİ PARTİ' senaryoları belli olmuştur.
Paralel yapının da ötesindeki yeni yapılanmanın 'yoğun spekülasyon ve manipulasyonlarının göz boyamasıyla', AK Parti'nin içindeki bir takım sözde AK Partililerin, 'KUMPAS görünümlü SİYASİ LİNÇ KAMPANYASINA bilerek ya da işine geldiği için', TOYCA yenik düştüklerine herkes tanıklık etmiştir. 'Kişisel siyasi gelecek kaygısı ile kısa vadeli duygusallığın ön planda olduğu' ve 'emsali bile olmayan ihraç sistemi' dizayn edilmiştir.
Ceyhan'a ön yargısız ve tarafsız muhakeme ile bakılınca büyük resim daha net görülüyor;
Yıllar öncesinden 'tarlamızı önceden süren' gayri milli unsurlar düğmeye basmıştır. 'Neticede Ceyhan'daki en stratejik konum ve mevkiler', milli fayda doğrultusundaki hassasiyetlerimizin tersi yönündeki uygulamalarla insafsızca kılıfına uydurularak, dış bağlantılı yetkililer taşeronluğunda ele geçirilmiştir. Şu an ise 'fırsattan istifade', 'Skyes Picot plânı' çerçevesinde 'devir teslim süreci işletilmekte, engel gördükleri yerli ve milli unsurları ise bertaraf ettirmektedirler'. Bütün belgeler devletin yetkili organlarında zaten mevcuttur.
Eğer ülkemizde, istikbalimizi ve istiklalimizi tehdit eden yapılarla mücadele etmek isteniyorsa; Ceyhan tam da merkezi, hatta sefillere uşaklık yapanların günümüzdeki Alamut Kalesi'dir.'MİT Tırlarına Ceyhan'da operasyon düzenleyenler, azmettiricilerinin ortaya çıkmasıyla' saldırılarını daha da 'artırarak sürdürmekte', ama ne hikmetse, 'yaptıkları yanlarına kâr kalmakta ve ödüllendirilmektedir.'
Ceyhan'da inandırıcılığı ve gerçekliği kalmamış, hiçbir zaman da uygulanmamış 'paralel yapı ile mücadele, TERS YÖNDE zirve yapmıştır.'
'Paralelin yaptığı bu operasyonlar aynı zamanda bütün kriptoları da deşifre etmiştir. Bakalım nereye kadar götürebilecekler?'