Anadolu işgal altındaydı. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a adım attı, kurtuluş ateşini yaktı. Zafer üstüne zafer kazandı. Bir yandan da Cumhuriyet’e giden yolun taşlarını döşedi. Bunun ilk adımı ise 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı oldu. Yeni bir anayasa hazırlandı. 1923’te ise sıra; Cumhuriyet’in ilan edilmesine gelmişti.
*
Tarih: 29 Ekim 1923…
Meclis, saat 18.00’de toplandı. Genel Kurul sıralarında 158 milletvekili oturuyordu. İnönü, Meclis’e Anayasa’nın birinci maddesinin değiştirilmesi teklifini sundu. Bu öneri, Genel Kurul’da büyük tartışmalara neden oldu. Kanun teklifi oy birliğiyle kabul edildi. Bütün milletvekilleri ayağa fırlayıp dualar eşliğinde üç kez “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdı… Falih Rıfkı Atay, o anda Meclis’te yaşanan heyecanı şöyle anlattı: “Oylamada yanımda bulunan Osmanlı’nın dahiliye vekili Hazım Bey’i hatırlıyorum. ‘Kabul edenler’ diye sorulunca iki elini birden kaldırdı.”
Saat 20:45’te Cumhuriyet ilan edilmişti.
Sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı’nı seçmeye gelmişti. Kapalı oylama yapıldı. Aslında aday da yoktu. Oturuma katılan 158 milletvekilinin aklında tek bir isim vardı: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk… Oylama sonrası, Atatürk 158 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Alkışlar arasında kürsüye çıkan Atatürk, şu konuşmayı yaptı: Sözlerini şöyle bitirdi: "Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
*
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Kurtuluş Savaşı'nda yedi düveli dize getirdi. İşgal altında yok olmaya yüz tutmuş bir ülkeyi bağımsızlık ateşi ile bir araya getirdi.
Sıra ülkeyi aydınlığa ve çağdaşlığa kavuşturmaya gelmişti ve çağının ilerisinde bir devlet yarattı. Bağımsızlığımızın tapusu o büyük devrimin adı 'Cumhuriyet' oldu.
Atatürk diyor ki!.. Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. (1933)
Çağdaş bir Cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir. (1931)
Türk Milleti’nin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)
Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. 1936
*
Angara'da anayaso..
Yasak, yasak, yasak.. ne yasak? o yasak, bu yasak şu yasak. Peki o ne, bu ne, şu ne? işaret sıfatları..
Sansür yasası önemli bir oranda katılmayan muhalefet vekilleri ve iktidar alkışlarıyla geçti. Diyorlar ki çoğunluk iktidardaydı zaten geçecekti.
*
Yasaya göre, sosyal medyada halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.
Muhalefetin gündemsiz başörtüsü çıkışı ve sansür yasasına sivil toplum örgütlerinden olumlu, olumsuz bir ses, bir seda duyamadı vatandaş.
*
Bir, iki.. bir, iki kalkıyor Amerika yolcusu.
Başörtüsü ile gündemsiz gündem oluşturduktan sonra, sansür yasası gündemdeyken Chp genel başkanı Amerikaya gitti.
8 saat neredeydin?
Kılıçdaroğlu'nun, ABD ziyaretinde Boston'dan Washington'a uçağa binmeyip karayoluyla hareket etmesi, o 8 saatlik sürede ne olduğu sansür yasasını ikinci plana düşürerek siyasetin gündemine oturdu.
Bilimsel çalışmalar yapan Türk profesörler ve öğrencilerle görüşmenin yer aldığı belirtilen ziyarette Kılıçdaroğlu'nun bir açıklaması oldu.
'Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz'.
Dünya siyaseti gıda, enerji, enflasyon, savaş sarmalıyla hassas bir dönemden geçerken bir tarafa verilen denksiz ağırlığın Türkiye'ye yansımaları tartışılır tabiki.
Ve.. 'Nükleer silaha sahip olan bir ülkenin, nükleer silaha sahip olmayan bir ülkenin topraklarını işgal etmesi, savaş başlatması doğru değil, Ukrayna’dan yana olmalıyız' dendi.
Buradan nükleere sahip olmayan bir ülkenin ancak yine nükleeri olmayan bir ülkeyi, ya da nükleeri olan ülkenin yine ancak olanı işgali doğrudur anlamı çıkarmı bilinmez ama düşündürücü.
*
Sıradaki gelsin..
Amerika ziyaretleri devam ederken.. Akabinden İyi parti heyeti abd'ye gitti.. bilim teknoloji, insan hakkı vs için olabilir.
*
Muhalefet iktidar olmak istiyor mu?
Muhalefet çok sesli koro.. ayrı tellerden çalan sololar gün geçmiyor ki detone olmasın. Hdp'ye bakanlık tartışması ardından parti sözcüsünün her konuşan bizi bağlamaz bağlamında sözleri ve Chp genelbaşkanının herkes konuşmasın uyarılarına rağmen.. kimyasal silah kullanılıyor sözü yansıdı topluma.
*
Vitrin değişikliği.
İktidar kah metal zehirlenmesiyle, kah görevlere af getirerek bugüne kadar oldukça vitrin değişikliği yaptı.
Peki muhalefet.. muhalefet istikrarlı.
*
İktidar cenahında bir yandan ileri denirken diğer yandan geriye saydırmaca, med-cezir eşliğinde seçim telaşı.. bir detone de iktidar tarafından. Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir, sözleri aksetti.
*
Vatandaş iki arada bir derede.
Vatandaş yorgun.. Sarı iktidar, sarı muhalefet, sarı sendikalar, sarı Stk'lar derken yarınları kaygıyla, halkın iktidarını bir umut bekleyen vatandaş da siyasileri izlerken sararıp soldu.
Yaşar ne Yaşar ne yaşamaz modunda umut arıyor.. Vermeyince Mabut Neylesin Sultan Mahmut.
*
Hizmet için gelenler hep kral oldu, etraflarındaki kral istemiyoruz diyen tek geçenlerle beraber.. Marabasın sen maraba kal, dediler vatandaşa. Enflasyon, işsizliğe karşı, birlik için, çağdaş, aydınlık, müreffeh bir ülke için umut arayışında vatandaş.
Angara'da anayasso yap bize de ültimaso.
*
Cumhuriyet'im nerde anne?
Bağımsızlığın simgesi Cumhuriyet, milletin en büyük bayramıdır. Kimsesizlerin kimsesi.. Cumhuriyet anadır, babadır, milletimizin yaslandığı dağdır.Tüm olumsuzluklara rağmen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl artan bir coşkuyla kutlandı ve kutlanacaktır.
Bu güzel aziz vatanı bizlere bırakan Cumhuriyet'i kuran Gazi M.K.Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerin ruhu şad olsun mekanları cennet olsun..
29 Ekim'in fıtratında Cumhuriyet var bir destanın taçlanması vardır. Destanı halk yazmıştır, millet olarak taçlandırmıştır, bu coşku ilelebet sürecektir.. İktidarıyla, muhalefetiyle, milletiyle herkese doğan Cumhuriyet güneşine sahip çıkmalı.
"Allah bu millete bir daha 'İstiklal Marşı yazdırmasın'. Bayramımız kutlu ilelebet olsun canım kardeşlerim..