edas-yılbaşı
NET TAMİR
ilan
Adana
DOLAR34.7535
EURO36.5589
ALTIN2950.5
Prof. Dr. Sabri EYİGÜN

Prof. Dr. Sabri EYİGÜN

Mail: [email protected]

Değersizlik duygusunu nasıl aşabiliriz? (2)

Bir önceki yazımda belirttiğim gibi kişinin kendisini değerli hissetmek istemesi en temel psikolojik ihtiyaçlardan biridir. Bundan dolayı eşlerden birinin hissettiği değersizlik duygusu belki evlilik hayatını bitirmez, ama ihtiyaç giderilmediği için mutsuz ve tatminsiz bir evlilik yaşamasına neden olabilir. Bu durumdan ailenin diğer üyeleri de olumsuz etkilenir.  

Aile saadetini bu kadar etkileyen değersizlik sorunun yaşanmasında, sorumluluk her iki eşe ait olduğu için çözüm de ancak her ikisinin ortak anlayışıyla mümkündür.  

Pek, bunun için ne yapmak gerekir?
1-) Bu durumda kendini eşinin ve ailesinin yanında değersiz hisseden eşe düşen görev, öncelikle kendini böyle hissetmesine neden olan süreci anlaması, değersizlik veya değerlilik duygusunun nereden kaynaklandığını bilmesidir.

Burada bilmemiz gereken ilk  şey, insanın değerinin aslında doğuştan geldiği, başka bir insan tarafından artıp veya eksilmeyeceğidir. Hata yapsak da, sevdiğimiz biri tarafından reddedilsek de, başarısız olsak da, kendi değerimizden kaybetmeyiz. Çünkü değerimizi daha en baştan bir başarıyla, bir zaferle ya da birinin onayına sahip olarak kazanmadı. Çünkü kişi insan olarak, yalın haliyle çok değerlidir, halife-i arzdır.

Kişinin hissettiği değersizlik algısı ağırlıklı olarak yakın çevresindeki insanların hatalı davranışları ile kişide oluşan negatif bir duygudur. Yani dışarıdan gelen malzemeyi negatif olarak işleyen bizim kendi beynimizdir. 
Aksi halde, yani insan, değerinin kendinde değil de dışarıdan geldiğine inanırsa,  kendini değerli hissetmek için sürekli olarak başkalarının onayını almak, ilgisini üzerine çekmek, kendisine zaman ayırması için talepte bulunmak, hatta hediye almasını istemek gibi uğraşlar içine girer. Bunları görmeyince de kendisini değersiz hisseder. 

2-) Görüldüğü gibi, değersizlik duygusunu yaşamamızda her ne kadar, başkalarının hatası varsa da onu içimizde negatif duyguya dönüştüren, dışarıda arayan bizim yanlış algımızdır. Çocukluğumuzda bunun üstesinde gelebilecek güç ve iradeden yoksun olabiliriz, ama yetişkinlik döneminden artık bu duygunun içimizden kaldırabiliriz.

3-) Kendi değerini kendinde bulan, bu farkındalığı kazanan kişi, artık bir şey yapıyorsa, bunu sevdiği için, sevmediği için ya da o sırada ihtiyaç duyduğu için, duymadığı için yapar. Kendi değerini karşısındakine onaylatmak için değil ya da kendine kanıtlamak için hiç değil. Böylece kendi değerinden ödün vermeden ve değerli hissetmek uğruna yan yollara sapmadan kendi yoluna devam edebilir.

4-) Ayrıca önemli olan yaratıcı Allah katında değerli olmaktır. O da değerli olmanın ölçüsünü zaten bize bildirmiştir. Kur’an şöyle der: "
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sâhib çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki ALLÂH'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda en ileri olandır. Muhakkak ki ALLÂH her şeyi bilir, her şeyden hakkıyla haberdârdır.(El-Hucurat.13)"

5- Burada diğer eşe, -bu genellikle koca’dır-  düşen görev ise, eşine karşı davranış ve sözlerinde  daha duyarlı olmasıdır. Karı-koca arasında yapıcı eleştiri her zaman faydalıdır, ancak bunun dozu, yeri, zamanı ve kişinin bunu kaldırıp kaldıramayacağı son derece önemlidir. Bu çerçevede eşin eğer değersizlik duygusu varsa, daha dikkatli davranmalı ve yarasını kaşımamalıdır. 
Yarası olmasa da eşe karşı sık sık yapılan eleştiri, hiçbir zaman olumlu sonuç vermez. Ayrıca eşin her eksikliğini düzeltmek gerekmediği gibi, düzletmenin de tek yolunun eleştiri olmadığının bilinmesi gerekir.

6- Erkek, ailesi ile hanımı arasında kaldığında sırf durumu korumak adına ailesini eşine karşı savunmaktan, ikisi arasında hakem olmaktan vaz geçmelidir. Çünkü erkek, hanımı ile annesinin arasının açılmaması, eşinin annesine karşı herhangi bir saygısızlık yapması için çoğu kere annesini veya ailenin diğer üyelerini savunmak zorunda kalıyor. Bu durumda da hanımı,yanında yer almadığı için kocasına kırılıp, kendini değersiz hissedebilir. 

Oysaki aile ve gelin arasında yaşanan tatsızlıklarda erkeğe düşen görev, kim haklı ise, açıkça onun yanında yer almaktır. Bu, hem Allah’ın hoşuna gidecektir, hem de hanımının kendisini daha değerli hissetmesine yardımcı olacaktır.
Unutmayın Allah bizden her zaman Hak’tan ve haklıdan, Adaletten yana olmamızı istemektedir: 
 
"Ey iman edenler! Adalet üzere olun ve Allah için şahitlik edin. Kendi aleyhinize veya anne ve babanızla akrabalarınızın aleyhine olsa bile. Hakkında şahitlik ettiğiniz kişi, zengin de olsa, fakir de olsa doğruluktan ayrılmayın. Çünkü ikisini de Allah sizden daha iyi gözetir." (Nisa 35)
 olmamızı istemektedir.
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME