Yaklaşık iki ay sonra nihayet evimdeyim. 6 Şubat depreminde sadece cep telefonumu alarak pijama ile çıktığım, eşya almak için 10-15 dakikalık süreler ile kaçar gibi girip çıktığım evime sonunda kavuştum.
Evime girdiğimde, bu kadar şiddetli bir deprem olmasına rağmen sağlam kalıp yıkılmadığı için taşını duvarını sevdim, okşadım, şükrettim.
Depremden sonra ilk önce karşı komşumun annesinden kalma müstakil evlerinde kaldım bir hafta süre ile.
Karşı komşum Filiz ve kıymetli eşi Talat Bey'e bu vesile ile çok teşekkür ediyorum. Daha sonra Ankara'da yaşayan teyzemde, bir hafta da Kıbrıs'ta yaşayan oğlumda kaldım.
Daha sonra da Beyazevler'de küçük bir daire kiraladım, bir ay on gün kadar da orada yaşadım.
Ben yaşanan felaketi en hafif şekilde atlatanlardanım çok şükür. Evim, kendim ayaktayım, halen sürdürmekte olduğum bir işim var.
Alışkanlıklar insan hayatında çok önemli yere sahip. Kiraladığım evde iptidai şartlarda yaşarken günlük rutinimde yer alan alışkanlıklarımın ve sahip olduğum, ama farkında olmadığım yaşam konforumun günlük hayat planımda ne denli önemli bir yer kapladığını anladım, evimi ne kadar çok sevdiğimi de..
Bir sabah kahvesi içmek, zaman zaman sabah yürüyüşleri yapmak, hafta sonları keyifle semtte kurulan pazara gidip alışveriş yapmak.
Bütün bunlar farkına varmadan kanıksadığımız, bizi biz yapan alışkanlıklarımız.
Bugün sabah yürüyüşü yaparken bir şey fark ettim. Yaklaşık otuz yıldır bu semtte oturuyorum. Yürüyüş yaparken yanımdan geçip giden birçok kişinin yüzleri bana sanki tanıdık geldi. Bu duyguyu daha önce de yaşamıştım. Belki de kimisi ile pazarda karşılaştık, belki birisi ile kuaförde ya da bir etkinlikte, kursta ya da seyahatte karşılaşıp sohbet etmişliğimiz vardır kim bilir..
Fakat bir ay kirada yaşadığım Beyazevler mahallesinin caddesi sokakları ve sokaktaki insanlar bana hiç tanıdık gelmedi. Tanımadığım bir semtte kendimi uzak ve hep yalnız hissettim.
6 Şubat depremini hafif hasarlı atlattım. Alışkanlıklarımdan ve çok sevdiğim evimden uzak kalmak bile beni etkilemişken; Hatay, Maraş gibi illerde evi yıkılan, yakınlarını ya da vücudunda bir uzvunu kaybeden insanların acılarını ve yaşadıkları travmanın derecesini düşünemiyorum bile..
Gerçekten çok büyük acılar yaşandı. Allah bir daha böyle felaket ve acılar yaşatmasın ve kimseyi gördüğü günden geri bırakmasın.
Yorum Yazın