Rahmetli Ahmet Vardar'ı gençler bilmez.
Sabah gazetesinin efsane haber müdürü Ahmet Vardar bir döneme damgasını vuran slogan cümleleri ile ün yapmıştı.
Rahmetli, "Ahmet Vardar Soruyor" adlı programı hazırlar ve sunardı.
"Getirme beni oraya.. Çekerim kulaklarını.." sözleri ile meşhurdu.
O zamanlar nerde öyle, basının sırtında kılıç sallansın, ona buna biat etmeye zorlansın, özel kanunlarla kucağa çekilmek istensin.
Şimdi "varsın memleket yararına" olsun,
Fincancı katırlarını ürkütüyorsan,
iki satır yaz doğru hakimin önüne..
* * *
Bugün günlerden Ahmet Vardar'ı anma günü değil.
Ahmet Vardar ile akrabalık bağımız hiç yok!
Peki bu yazılar ne için, neden böyle bir başlangıç?
* * *
Adana'nın Baraj Gölü etrafında köyden mahalleye dönüştürülen bir çok yerleşim birimi var. Bunlardan birisi de Dörtler Köyü ya da şimdiki adı ile Dörtler Mahallesi.
Ahmet Vardar'ı anma sözcüklerinin işte bu ve çevre köylerle mutlak bir bağlantısı olmalıydı.
Rahmetli yaşıyor olsaydı 'kulak çekme'ye ilk olarak Dörtler'le siftah etmez miydi?
Nasıl olsa arkası gelirdi..
"Ey muhtar" derdi, "getirme beni oraya... Çekerim kulaklarını.."
* * *
Dörtler ve aynı hizada yer alan birçok köy/mahalle son zamanlarda hayli sükse yapan yerlerden..
Hani taşı toprağı altın derler ya, o civarda, Baraj Gölüne sırtını dayayan her noktada olduğu gibi Dörtler Köyünde de yer gök hazine arazisi.. Bu yüzden de, "Petrole hücum" filmlerinde olduğu gibi o civara akın akın gidiyorlar.
Hazine arazisine hücum!
Güzelim bakir coğrafya yağ-ma-la-nı-yor.
Devletin kulakları her yönde. Emniyet var mı var! Adliye, hukuk, yargı var mı var!
"Dörtler, Bayramhacılı, Menekşe, Kabasakal, Şambayat, Karahan ve Çınarlı “ orada, peki onlar nerede?
Sağlam kulaklarının üstüne yatanlar, gözlerine kör gözlüğü takanlar ülkesiyiz ne yazık ki..
Vali beyimiz bir zahmet oturduğu koltuktan inse de memleketin o tarafı ile hem dem eylese, bakın neler görecek, neler duyacak..
* * *
Ahmet Vardar Adanalı değildi, Balkan göçmeniydi.
Teşbihte hata olmaz;
Varsayalım, gazeteci de değil;
Adana Valisi Süleyman Elban'ın koltuğunda oturuyor olsaydı kimbilir neler olurdu?
Şöyle der miydi;
"Dörtler, Bayramhacılı, Menekşe, Kabasakal, Şambayat, Karahan ve Çınarlı Mahalle Muhtarları; İbrahim Kürklü, Sezai Karacan ve siz diğerleri, yeter ettiğiniz bu memlekete.
Getirmeyin beni oraya çekerim kulaklarınızı"
Bir musibet bin nasihatten evladır..
Arif olan çektirmez kulaklarını !
Yorum Yazın