ÇİGDER kurucu üyesi Hülya Ekmekçi ile birlikte, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde yaşadıkları olayı Erol Saylan'ın dilinden dinledim, kendi adıma insanlığımdan utandım:
"Radyoda misafir ettiğimiz başkan Cafer Esendemir tadilat bitince, 'Gelip bakın, çok güzel bir cemiyetimiz olacak' demişti, amaç görüp. başkanı kutlamaktı...
Sait Güleç bey ile bir yanlış anlaşılmadan dolayı önce tartıştık sonra barıştık.
Fakat;
A.Vahap Ünkat (Nisanoğlu) isminde ilk kez gördüğüm birinin "Telefon açmayana kapıyı açmayalım" sözlerine kulak misafiri olunca yanına gittim,
"Buraya gazetecilerin gelmesi yasak mı?"
"Sizin özel ofisiniz mi?"
"ÜYE OLMAYAN KİMSE YALNIZ GELDİĞİNDE İÇERİ GİREMEZ" gibi öteleyici üslupla yaklaştı. Uygarlık anlayışına şaşırdım!
Anladım ki, Adana'da gazetecilerin kutuplaşma sorununun odağında, cemiyeti de özel ofisi gibi sahiplenen insanların da payı varmış.
Çok fazla uzatmadan, gerekenleri söyleyip cemiyeti terk ettim.
ÇGC'de kim ne yetkide, kim kimin üzerinde, bir kez daha gözden geçirmeniz gerekiyor. Ucundan ortasından da geçse, gazeteci sıfatını kullanan insanların örnek olması gerektiğini, bizzat Vahap Ünkat (Nisanoğlu) gibilerine ifade etmek istiyorum."
* * *
Saylan her zamanki saygılı üslubu ile bunları anlattı.
ÇGC Başkanının daveti üzerine Hülya Ekmekçi ile cemiyete gitmiş, sosyal medyadaki paylaşımına göre hadsiz bir durumla karşılaşmış, yetkisiz Vahap,"buraya giremezsin" diye hadsiz bir ifade de bulunmuş.
Bu söz sadece Erol Saylan'a mı söylenmiş oluyor, 35 yıllık AA emeklisi Vahap Ünkat (Nisanoğlu), bu ifade ile 'çok sevdiği (!)' Cafer Esendemir'in itibarını da örselemiş olmuyor mu?
Erol'u biliriz, büyüklerine de, yanılıp büyük sandıklarına da saygılıdır. Yakışanı yapmış; susmuş,"başkanın gelin görün" dediği cemiyeti derhal terketmiş..
* * *
Erol Saylan, yazılı basının amiral gemisi ÇGC'de yaşadıklarını sosyal medyada paylaşınca, olumlu tepkiler aldı. Çok sayıda yorum geldi: ÇGC başkanı Esendemir aradı. Hamdi Şölen, üzerine vazife olmamasına rağmen, 'Özür Dilerim' diye yazdı. "ellerinden öperim" diyor Erol…
* * *
Adana'da, "gazetecilik referansı' ile yardım alıp, güzel bir mekana kavuşuluyor sonrasında ise deniyor ki, "üye olmayan gazeteciler buraya giremez!"
ÇGC'yi 'Kanarya Sevenler Derneği' gözüyle değerlendiren dar açılı insanları acıyarak izliyorum.
Oldu olacak, kapıyı çalanlardan bir de parola isteyin, tam olsun!
Yazık, çok yazık!
