Okuyucularımdan aile ve evlilik üzerine çeşitli sorular alıyorum.
Seyhan'dan yazan bir okuyucum şöyle soruyor: "Eşimle sorunlarımız var, bir türlü değişmiyor, onu nasıl değiştirebilirim?"
Seyhan'dan yazan bir okuyucum şöyle soruyor: "Eşimle sorunlarımız var, bir türlü değişmiyor, onu nasıl değiştirebilirim?"
Eminim bu soru sizin birçoğunuzun da aklından geçmiştir. "Onu bir değiştirsem, her şey daha güzel olacak, ama nasıl?" Veya, "eşim, neden hiç değişmiyor? Değişmediği gibi, gittikçe davranış ve tutumlarında daha da ısrarcı oluyor. Acaba neden?"
Öncelikle şunun bilinmesi gerekir: Eşimizle ortak noktalarımız ne kadar çok olursa olsun, yine de farklılıklarımız daha çoktur. Çünkü iki yabancı insan evlenince, 'kadın ve erkek olma' farklılığının yanında, kültürel farklılıkları, karakter ve mizaç farklılıkları, çocukluk ve gençliklerinden getirdikleri tutum ve davranış farklılıkları, travmalar ve önyargıları yanında farklı evlilik beklentileri içinde bir araya geliyorlar.
Bu kadar farklılıklara rağmen çiftler, bunu farklılıklarını çoğu zaman görmüyorlar. Veya, evlenirken ya eş adayının farklı olacağını hesaba katmıyor ya da, "evlenince değişir, değiştiririm" düşüncesiyle ilk başlarda bunu önemsemiyorlar. Çünkü dikkatlerini onun fiziğine, parasına, makamına vb. yöneltmişlerdir. En iyi ihtimalle romantik duyguları, karşıdakinin farklı veya olumsuz yönlerini görmelerine engel olmaktadır.
Ancak evlendikten sonra, sorunlar baş gösterince farklılıklarını ve bunların değişmediğini kavramaya başlarlar. Önce değiştirmeye çalışırlar, değiştirme çabaları sonuçsuz kalınca da eşini, inatçı olmakla, ona önem vermemekle, evliliğe saygı duymamakla suçlarlar ki, bu durum karşı tarafı iyice savunmaya götürür.
Ve aynı zamanda karşı saldırıya geçmesine de neden olur. Çünkü eşimizin bize göre 'uygun olmayan, bizi rahatsız eden' bir davranışı, düşüncesi onun karakterinin bir parçasıdır. O parçayı değiştirmeye kalkışmak; onu beğenmemek ve aşağılamak anlamına gelir. Bu durumda da tepki büyük olur.
Yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda eşimizi değiştirmek için ne kadar çok mücadele verdiğimizi, bu uğurda ne kadar çok yıprandığımızı da anlarız. Ama iş işten geçmiştir. Zenginliğimiz olan farklılığımız, yanlış algılarımız ve yanlış iletişim biçimimiz yüzünden mutluluğumuzu sarsan ana soruna dönüşmüştür.
1-) Bunun için evlenmeden önce eşimizi iyi tanımamız gerekiyor.
2-) Onun nasıl biri olduğunu bildikten sonra artık eşimizin farklı olduğunu kabul etmeliyiz ve ona göre davranmalıyız. Daha doğrusu en mantıklı yol budur. Çünkü onu başta öyle kabul ettik, şimdi değiştirmeye zorlamak haksızlıktır.
Neden mi haksızlıktır?
Çünkü farklılıklarımızın bir kısmı cinsiyetimize bağlı olan davranış biçimleridir. Bu nerdeyse tüm erkekler ve kadınlar için geçerlidir. Bunu değiştirmeye kalkışmak eşimizin cinsiyetini değiştirmek gibi bir şeydir. Erkeği kadınlaştırmak, kadını da erkekleştirmek anlamına gelir.
Ayrıca farklıklarımızın bir kısmı ise karakterimiz, genetiğimiz, sosyalleşme sürecinde kazandığımız davranış ve düşünce biçimleridir. Bunlar nasıl kısa zamanda kazanılmıyorsa, değişmeleri de kısa zamanda asla mümkün değildir. Bazen, birinin hatırı için veya özel bir nedene dayalı olarak değişse bile, tekrar eski haline gelecektir. Bunları da zorla, baskıyla ve çeşitli stratejilerle kısa vadede değiştirmeye kalkışmak tam tersi bir etki verebilir.
3-) Eşimizin bazı olumsuz davranışlarını, ancak zaman içinde ona gösterdiğimiz sevgi, saygı, aşk ve iyi niyetimizle değiştirebiliriz. O davranışlarını aynen sürdürmeye devam ettikçe, biz de sevgimizi ve saygımızı inatla sürdüreceğiz.
4-) Eşimizi rencide etmeyen, kişiliğini hedef almayan bir iletişim biçimi de değişim için etkili bir yoldur. 'Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır' atasözünü unutmayalım.
Allah, Kur'an-ı Kerim'de de iyi bir iletişimle değişimin olabileceğine işaret eder. Allah, Hz. Musa'ya şöyle der: "Git Firavunla yumuşak konuş, umulur ki belki döner" (Taha Suresi, 43-44)
Allah, Kur'an-ı Kerim'de de iyi bir iletişimle değişimin olabileceğine işaret eder. Allah, Hz. Musa'ya şöyle der: "Git Firavunla yumuşak konuş, umulur ki belki döner" (Taha Suresi, 43-44)
5-) Eşimizin bize olumsuz gelen, rahatsız eden davranış ve düşüncelerine karşı bakış açımızı değiştirebilirsek, hem biz rahatlarız hem de zamanla o da değişebilir. Çünkü Epiktetos'a göre bizi rahatsız eden şeyler, çoğu kere olaylar, kişiler veya onların davranışı değil, bizim onlara atfettiğimiz olumsuz anlamlardır.
Örneğin kocasından romantik sözler duymayan bir hanım bunu büyük bir ihtimalle eşinin onu sevmediği veya değer vermediği şeklinde yorumlayacak ve rahatsız olacaktır. Oysaki eşi onu çok sevmesine rağmen, kültürel olarak romantik sözlere alışık değildir.
Örneğin kocasından romantik sözler duymayan bir hanım bunu büyük bir ihtimalle eşinin onu sevmediği veya değer vermediği şeklinde yorumlayacak ve rahatsız olacaktır. Oysaki eşi onu çok sevmesine rağmen, kültürel olarak romantik sözlere alışık değildir.
6-) Eşimizin bizi rahatsız eden değil, olumlu yönlerine odaklanalım. O zaman göreceksiniz ki, olumlu yönleri olumsuz yönlerinden çok daha fazladır. Bunlar da sizin onu daha çok sevmenize yardımcı olacaktır. O da değişecektir.
Sabırlı olun ve evlilik hayatında sevginin, saygının, şefkat ve merhametin gücüne inanın.