İnsan kendisini gösterdiği kadar güçlü değildir!

Hayata karşı güçlü, kararlı, özverili ve motivasyonu yüksek bir irade ya da karakter ortaya koymak her zaman için kolay değildir. Bunu en iyi şekilde sağlayan kimselerin bile hayatı bu anlamda inişli ve çıkışlıdır. Dolayısıyla hayatı bu kadar güçlü karşılama durumu bir hedeftir ancak reelde olan herkesin sadece öyle olduğunu göstermeye çalıştığından başkası değildir. 

Hayat doğrusuyla, yanışıyla, maddiyatıyla, maneviyatıyla, ruhsal ve psikolojik durumuyla zordur. İnsan zayıftır; insanı hayata veya ötesine karşı ümitvar kılan -hak veya batıl- inançsal bağlılıktır. Bizim için islam/iman, başkası için de daha başka bir varoluşsal olgu! Nihayetinde insan kendisinden çok daha öteye özlem, hasret ve ümit besler! Kendisinden daha iyi, daha güçlü, daha gerçekçi, daha adaletli ve daha merhametli! 

İnsan zayıftır; değer görmek, sevilmek, ilgi görmek, içindeki boşluğu doldurmak ister. İnsan, kendisini gösterdiği kadar güçlü değildir. Zira etkilenir, sarsılır, hayal kırıklığı yaşar, çocukken bile pedagojik bir ihmal bütün bir yaşamını etkiler! İnsanın bizzat yaşamadığı şey bile insanı bu kadar etkilerken; bizzat içinde olduğu aile, akraba ve arkadaş travmaları çok daha etkiler.

Dolayısıyla kimin neler yaşadığını ne badireler atlattığını ve ne zorluklara göğüs gerdiğini bilemeyiz. Bilsek bile bunu onun gibi yaşamak bir anlamda mümkün değildir. Zira insanın imtihanı karşılama bilinci, sabır ve tahammül eşiği, ruhsal ve psikolojik durumu farklıdır. Bunların gelişimi ise aile, akraba, yaşam tarzı, bilgi birikimi, eğitim durumu, çevresel ve kültürel faktörlere bağlıdır.

Bu bağlamda bizim doğru ve sağlam bir dayanağa ihtiyacımız var. O da iman ve duadır. Hayata karşı umitvar olmalı, mutluluğun ve mutsuzluğun geçici olduğunu bilmeli, ebedi yurdun bizim için her şeyden daha hayırlı olduğu bilincini yakalamalıyız. Kendimizi yeterli görmemeli; yalnızca başarımızdan ötürü ayakta olduğumuzu düşünmemeliyiz. Rabbimizden namaz ve dua ile hidayet ve istikamet dilemeliyiz.
İnsan yaşamadığı ve anlayamadığı şeylerin ahkamını kolayca keser! Kınamak işimiz değil! Zira kınadığımız şey başımıza gelmeyene kadar ölmeyiz! Bu peygamberimizin hadisidir!