İsmail Gözübatık'ı bankacılık yıllarından, Ziraat Bankası'ndaki memuriyet döneminden beri tanırım. Delikanlıdır, dürüsttür, kimsenin parasında, malında, ırzında, namusunda gözü olmayan gerçek bir Adana yiğididir.
Emekli olduğundan itibaren ülke insanına hizmet etmek adına arayış içinde idi. Bunun yolunun da siyasetten geçtiğine inanıyordu. MHP'de karar kıldı. MHP'nin geçirdiği evrim, 80 öncesindeki ideallerin partisi olma ülküsünü çoktan geride bırakmıştı, ancak o bunu bilmiyordu. Gözübatık'ın hafızasında, Rahmetli Alpaslan Türkeş'in dönemi iz bırakmıştı. Şimdilerde bundan eser yoktu. MHP'nin içine yüzlerce kurt düşmüştü. Gövdesine sızdığı ağacı içten içe çürüten bir zararlı kumkuması idi bu.
İsmail Gözübatık, belediye meclisi üyesi olunca, şahit olduklarına anlam veremiyor, hayallerinin birer birer yıkıldığını görüyor, uyarmaya çalışıyor ama sesini duyuramıyordu. Her yanı 'Üç hilal kartvizitli' ihale çeteleri, çıkar şebekeleri, vurdulu kırdılı entrika ve ayak oyunu ekipleri sarmıştı.
Adanalıların gözünün önünde yaşananlar koltuk derdine düşenlerin umurunda değildi, MHP'yi felakete götüren gidişattan umarsızdılar. İl Başkanına, B.şehir Belediye Başkanına ulaşmaya çalıştı ise de kapılar her defasında yüzüne kapandı. MHP'nin halk nezdindeki itibarını hızla kaybettiğini gören Gözübatık bir başına kalmış, çırpınıyordu. Partiyi yönetenlere ulaşmak, halk nezdinde itibar kaybına yol açan kötü gidişe dur demek istiyordu. Kapılar bir bir yüzüne kapanıyordu. Umutları tükenince, partiyi cerahat gibi saran olayları, dışlanmış aksaçlılarının, ülkü devlerinin ayaklarına gidip anlatarak çözüm yolları aramaya çalıştı.
İsmail Gözübatık'ın MHP'nin Adana'da düştüğü içler acısı durumdan kurtarma çabaları, pislikten beslenenlerin keyfini kaçırmaya yetmişti. Lağım yüklü fincancı katırlarının huzuru kaçmış, ürkmüşlerdi. Kirli çamaşırların daha fazla ortaya dökülmesine engel olup susturmak farz olmuştu.
İlk adımı böyle attılar; Bu bir uyarı ateşidir.. 'Konuşmaya devam edersen arkası gelir' tehdididir. 'Daha fazla ileri gidersen sonun iyi olmaz' denilmiştir.
Bilinmelidir ki, Gözübatık'a yapılan çirkin eylem aslında MHP'nin hükmi şahsiyetine atılan koca bir çamur lekesidir. Bu lekeyi temizleyerek iade-i itibar kazandırmak, en başta Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye, il başkanı Yusuf Baş'a ve B.Şehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'ye düşmektedir. Kendilerini samimiyet testi beklemektedir. Bu testten alınlarının akıyla geçmek mümkün olabilecek midir? Bunu hep birlikte göreceğiz.
NOT: İsmail Gözübatık kardeşime yapılan alçakça eylemi kınıyor, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Emekli olduğundan itibaren ülke insanına hizmet etmek adına arayış içinde idi. Bunun yolunun da siyasetten geçtiğine inanıyordu. MHP'de karar kıldı. MHP'nin geçirdiği evrim, 80 öncesindeki ideallerin partisi olma ülküsünü çoktan geride bırakmıştı, ancak o bunu bilmiyordu. Gözübatık'ın hafızasında, Rahmetli Alpaslan Türkeş'in dönemi iz bırakmıştı. Şimdilerde bundan eser yoktu. MHP'nin içine yüzlerce kurt düşmüştü. Gövdesine sızdığı ağacı içten içe çürüten bir zararlı kumkuması idi bu.
İsmail Gözübatık, belediye meclisi üyesi olunca, şahit olduklarına anlam veremiyor, hayallerinin birer birer yıkıldığını görüyor, uyarmaya çalışıyor ama sesini duyuramıyordu. Her yanı 'Üç hilal kartvizitli' ihale çeteleri, çıkar şebekeleri, vurdulu kırdılı entrika ve ayak oyunu ekipleri sarmıştı.
Adanalıların gözünün önünde yaşananlar koltuk derdine düşenlerin umurunda değildi, MHP'yi felakete götüren gidişattan umarsızdılar. İl Başkanına, B.şehir Belediye Başkanına ulaşmaya çalıştı ise de kapılar her defasında yüzüne kapandı. MHP'nin halk nezdindeki itibarını hızla kaybettiğini gören Gözübatık bir başına kalmış, çırpınıyordu. Partiyi yönetenlere ulaşmak, halk nezdinde itibar kaybına yol açan kötü gidişe dur demek istiyordu. Kapılar bir bir yüzüne kapanıyordu. Umutları tükenince, partiyi cerahat gibi saran olayları, dışlanmış aksaçlılarının, ülkü devlerinin ayaklarına gidip anlatarak çözüm yolları aramaya çalıştı.
Adana'daki yerel bir gazeteye yaptığı feryat dolu açıklama bardağı taşıran son damla oldu.
İsmail Gözübatık'ın MHP'nin Adana'da düştüğü içler acısı durumdan kurtarma çabaları, pislikten beslenenlerin keyfini kaçırmaya yetmişti. Lağım yüklü fincancı katırlarının huzuru kaçmış, ürkmüşlerdi. Kirli çamaşırların daha fazla ortaya dökülmesine engel olup susturmak farz olmuştu.
İlk adımı böyle attılar; Bu bir uyarı ateşidir.. 'Konuşmaya devam edersen arkası gelir' tehdididir. 'Daha fazla ileri gidersen sonun iyi olmaz' denilmiştir.
Bilinmelidir ki, Gözübatık'a yapılan çirkin eylem aslında MHP'nin hükmi şahsiyetine atılan koca bir çamur lekesidir. Bu lekeyi temizleyerek iade-i itibar kazandırmak, en başta Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye, il başkanı Yusuf Baş'a ve B.Şehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'ye düşmektedir. Kendilerini samimiyet testi beklemektedir. Bu testten alınlarının akıyla geçmek mümkün olabilecek midir? Bunu hep birlikte göreceğiz.
NOT: İsmail Gözübatık kardeşime yapılan alçakça eylemi kınıyor, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun.
