Kamuoyuna, bazı belediyeleri yakından ilgilendiren önemli bir haberi sunmuştuk.
Hiçbir firmanın adını vermedik ancak, bir firma genel müdürü, bizi ofisimizde ziyaret ederek kendilerinin temiz olduğunu beyan etti. Biz de, bir süre dinledikten sonra misafirimizi yolcu ettik.
BELEDİYE BOYUTU..
Vebali firmaların üzerine atıp sıyrılmak mümkün mü? Bu işin belediyeler tarafı, Çevre ve Şehircilik tarafı yok mu?
Yönetmelik bakın diyor: "Geri dönüşüme tabi materyaller toplandıktan sonra sözleşme yapılan belediyelerin kantarında tartılacak.." Firma ne yapıyor, belediye kantarını devre dışı bırakıp, hayali bir rakam belirliyor. Üçse 133 yazıyor, o belediye de bu ahlaksızlığa onay verip, kendi gözüyle görüp, kendi kantarında tartmışçasına, matbu kantar fişlerini imzalayıp bir güzel mühürlüyor. Löpçülere sadece vakfa gidip fişlerin parasını tahsil etmek düşüyor.
Kimsenin bigünah yere lekelenmesine gönlümüz razı olmaz, iftira vebal gerektirir. Araştırılmalı gerçekler su üzerine çıkarılmalıdır. Valilik koridorlarını geçip Ankara'ya ulaşan iddialar mevcut.. Böylesi bir 'anafor' sisteminde müteaahhit firmaların adeta 'Sponsor' olduğu, cüzdanı kuvvetli firmaların, üst düzey bazı belediye bürokratlarını maaşa bağladığı şeklindeki söylentiler 'Dönüşüm' programının fikir annesi Emine Erdoğan'a kadar ulaşmış durumda.
Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, Adana merkezli bir operasyon için yakın bir zamanda düğmeye basılacağı öne sürülüyor.
Dediğimiz gibi,
Adli ve idari makamların ilgisizliği yolsuzluk çarkı iddialarına boyut ve meşruiyet kazandıracaktır.
Tarlaya giren farenin izini sürmezseniz, diğerlerine de yol olur..
Aman dikkat!
Bu haberde, bazı geri dönüşüm firmaları ile 'al takke ver külah' işbirliğine (?) giren belediyelerin devleti ciddi şekilde zarara uğratacak eylemlere çanak tuttuğundan dem vuruyorduk.
Hiçbir firmanın adını vermedik ancak, bir firma genel müdürü, bizi ofisimizde ziyaret ederek kendilerinin temiz olduğunu beyan etti. Biz de, bir süre dinledikten sonra misafirimizi yolcu ettik.
BELEDİYE BOYUTU..
Adamın evi soyulmuş, perişan.. Her kafadan bir ses: "Kapını kilitli tutsaydın bunlar başına gelmezdi", "Işığını kapatıp tavuklar gibi erkenden yatıyorsun, hırsızlar evi boş sanıyor, iştahlarını kabartıyorsun) gibi sözler karşısında buhran geçiren adam patlar; "Tamam bende kusurluyum belki ama hırsızın hiç mi suçu yok.?"
Vebali firmaların üzerine atıp sıyrılmak mümkün mü? Bu işin belediyeler tarafı, Çevre ve Şehircilik tarafı yok mu?
Devletten kaçırıldığı iddia edilen astronomik bir rakamdan bahsediyoruz. Çarka dahil olan kadar, kafasını kuma gömenlerin de suçu günahı yok mu?
Yönetmelik bakın diyor: "Geri dönüşüme tabi materyaller toplandıktan sonra sözleşme yapılan belediyelerin kantarında tartılacak.." Firma ne yapıyor, belediye kantarını devre dışı bırakıp, hayali bir rakam belirliyor. Üçse 133 yazıyor, o belediye de bu ahlaksızlığa onay verip, kendi gözüyle görüp, kendi kantarında tartmışçasına, matbu kantar fişlerini imzalayıp bir güzel mühürlüyor. Löpçülere sadece vakfa gidip fişlerin parasını tahsil etmek düşüyor.
Kimsenin bigünah yere lekelenmesine gönlümüz razı olmaz, iftira vebal gerektirir. Araştırılmalı gerçekler su üzerine çıkarılmalıdır. Valilik koridorlarını geçip Ankara'ya ulaşan iddialar mevcut.. Böylesi bir 'anafor' sisteminde müteaahhit firmaların adeta 'Sponsor' olduğu, cüzdanı kuvvetli firmaların, üst düzey bazı belediye bürokratlarını maaşa bağladığı şeklindeki söylentiler 'Dönüşüm' programının fikir annesi Emine Erdoğan'a kadar ulaşmış durumda.
Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, Adana merkezli bir operasyon için yakın bir zamanda düğmeye basılacağı öne sürülüyor.
Dediğimiz gibi,
Haksız yere kimsenin lekelenmesine gönlümüz razı olmaz ancak, kapsamlı bir araştırma ile söylentilerin önü kesilmeli, varsa suçlular cezalarını çekmelidir, diye düşünüyorum.
Adli ve idari makamların ilgisizliği yolsuzluk çarkı iddialarına boyut ve meşruiyet kazandıracaktır.
Tarlaya giren farenin izini sürmezseniz, diğerlerine de yol olur..
Aman dikkat!