Kosova Meclisinin 17 Şubat 2008’de Ahtisaari Planı ve BM’nin 1244 sayılı kararı doğrultusunda tek taraflı bağımsızlık ilan etmesine rağmen Sırplar Kosova’yı kendi toprağı görmeye devam ediyor. Bu nedenle aradan yıllar geçmesinde rağmen, iki ülke arasındaki sorunlar çözülememekte.
Halbuki AB’nin arabuluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci, ilişkilerin normalleşmesini ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanımasını amaçlamakta. Belirli aralıklarla karşı karşıya gelen Sırbistan ve Kosova, Avrupa Birliği (AB) arabuluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında, ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için ortak bir yol bulmaya çalışıyor.
Kosova hükümeti, Temmuz sonunda Sırbistan’a mütekabiliyet ilkesi doğrultusunda “Sırbistan kimlik kartlarıyla Kosova’ya giriş/çıkış yapanlara geçici beyan formları verilmesi” ve “Sırp makamlarınca Kosova’daki Sırplara verilen araç plakalarının ‘RKS’ (Kosova Cumhuriyeti) plakalarına dönüştürülmesi” ile ilgili kararların yürürlüğe gireceğini duyurmuş ve plakaları teslim etmeyenlere 150 Euro para cezası keseceğini açıklamıştı.
Kosova’daki Sırplar, buna tepki göstererek ülkenin kuzeyindeki sınır geçişlerini kapatmış ve ülkede gerilim artmıştı. Kosova hükümeti, daha sonra Sırbistan ile sınır kapılarına giden yollara konulan tüm barikatların kaldırılması şartıyla krize neden olan uygulamayı 1 Eylül’e erteleme kararı almıştı.
Kosova tarafı, son olarak “yasa dışı” olarak nitelendirdikleri araç plakalarının yeniden tescil sürecinin Nisan 2023’e ertelendiğini, bu araçların sahiplerine önce uyarıda bulunulacağını, ardından ceza verileceğini ve son olarak test plakalarının yerleştirileceğini bildirdi.
Sırbistan makamları tarafından verilen plakaların Kosova plakalarına dönüştürülmesi konusunda ihtar belgesi vermeyi reddeden Kosova Emniyet Biriminin Kuzey Bölgesi Müdürü Sırp Nenad Djuric’in açığa alınması üzerine, aralarında belediye başkanları, hakim, savcı ve polislerin de bulunduğu çok sayıda Sırp kökenli vatandaşı, Kosova kurumlarındaki görevlerinden istifa etti.
Kosova’nın, 8 Aralık 2022 tarihinde ülkenin kuzeyindeki Sırp nüfuslu bölgelerde güvenlik güçlerinin mevcudiyetinin artırıldığını bildirmesi ve Sırp nüfusun yoğun yaşadığı Kosova’nın kuzeyindeki dört Belediye Başkanı’nın görevinden istifa etmesi sonrası, 18 Aralık’ta yapılacak erken yerel seçim öncesi bölgede gerilim yeniden arttı. Kosova Merkez Seçim Komisyonu (KQZ) görevlileri, Kosova polisi eşliğinde kuzeydeki ofislerine gitmiş ancak buraya girişleri mümkün olmamıştı. Bazı maskeli şahıslar belediye seçim görevlileri ile polise ses bombası ve havaya ateş açarak saldırdı.
Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic’in, Kosova polisinin ülkenin kuzeyindeki mevcudiyetini artırması üzerine ülkesinin güvenlik güçlerini Kosova’ya göndermeye[1] “niyetleri” olduğunu söylemesi, uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açtı.
Taraflar, AB arabuluculuğunda 23 Kasım’da gerginliği düşürmek ve ilişkileri normalleştirme yolunda ilerlemek üzere anlaşmaya varmıştı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, gerginlikten kaçınılmasını ve NATO KFOR’un tetikte olmaya devam ettiğini” açıkladı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Savunma Bakanı Milos Vucevic ve Genelkurmay Başkanı Milan Mojsilovic ile bir araya geldiği fotoğrafı paylaşıp “Teslim olmak yok.” notunu düştü.
Sırbistan Savunma Bakanı Milos Vucevic, Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin “istikrarı bozmak isteyen hamleler” yaptığını iddia ederek, “Bu, Sırpların orada istenmediğini ve Kosova’da etnik temizlik yapmaya yönelik organize bir terördür.” diye konuştu.
Bu arada Bosna Hersek’in iki entitesinden biri olan ve Ayrılıkçı söylemleriyle tanınan Bosna-Sırp Cumhuriyeti’nin (RS) Başkanı Milorad Dodik, Bosna Hersek’in, Kosova’nın bağımsızlığını tanımasına “asla” izin vermeyeceğini söylemesi[2] de gerginliği tırmandırmaya devam etti.
Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ise, Kosova topraklarında asla Sırbistan güvenlik güçlerine izin vermeyeceklerini belirterek, “Sırbistan’ın hegemonyacı hayali hiçbir zaman hayata geçirilemeyecektir.” dedi.
Bosna-Sırp Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı Konseyindeki üyesi Milorad Dodik tarafından Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin özerkliği veya ayrılması düşüncesi bir çok kere ifade edilmişti. Bunun yanında Kosova’nın kuzeyinde Sırplar tarafından Kosova’nın egemenlik haklarını ihlal eden uygulamalar da çatışma riskini arttırmaktadır.
Kosova, Bosna-Hersek, Makedonya gibi Balkan ülkelerinde yaşanan gerginlikleri tetikleme olasılığı bölge ülkeleri kadar, Batı Dünyasını da tedirgin etmektedir. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan krizin Balkanlar’a sıçrayabilceği ve Sırp-Rus ittifakı nedeniyle bölgede yeni bir çatışma zemini oluşturabileceği değerlendirilmektedir. Çıkabilecek bir çatışma, Türkiye’nin bölgedeki kazanımlarını kaybettirebilir. Böyle bir savaşın çarpan etkisi bölgesel kalamayıp, küresel boyutta olacaktır. Balkanlarda yaşayan Türk, Arnavut, Boşnak, Sırp dahil hepsi çok ağır bedel ödeyecektir. Bu nedenle herkesin çok sakin olması, Türkiye, Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Bosna-Hersek arasında ortak bir işbirliği platformunun oluşturulması, bölgede doğacak krizlerde ortak hareket etme yolunun inşa edilmesi gekmektedir.
Süheyl ÇOBANOĞLU - Rumeli Balkan Stratejik Araş.Mrk. Başkanı