Geçtiğimiz yıl 8 Ekim tarihinde ‘Gürkan Müdür Şerefine Ceza Yağmuru’ başlıklı bir haber yapmıştık.
Trafik Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin Adana Emniyet Müdürlüğüne atanan Ahmet Zeki Gürkan’a şirin gözükmek adına Allah’ın günü ellerinde ceza makbuzu tetikte beklediklerini yazmıştık.
Yaptığımız haber aynı gün yazılı yanıt sistemi ile cevap bulmuştu.
Adana Emniyet Müdürlüğü haberimize cevap olarak, 'uygulamadaki esas amacın halkın can ve mal güvenliğini korumaya yönelik olduğu, üstelik bunun şimdiki yönetimden çok önce başladığı' şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Bir gazeteci arkadaşım geçenlerde başından geçen bir olayı anlattı.
Arabası ile adliye kavşağından Müze Mevkii istikametine girdiği anda yolu kesilmiş.
Trafik ekipleri tarafından emniyet kemeri uygulaması yapılıyormuş.
Arkadaşımıza emniyet kemeri takmadığı için 77 lira ceza kesilmiş.
Meslektaşımız böylesi hem kendisi hem de diğer insanlara karşı olan hayati bir yükümlülüğü yerine getirmediği için kesilen cezaya hiç bir itirazının olmadığını belirtiyor, bunu hemen belirtelim.
Yalnız farklı bir konuda çekincesi var;
Adana’nın en işlek cadde ve sokaklarında,
En merkezi yerlerindeki araç trafiğinde bu uygulama neden yapılmıyor da,
Göstermelik yollar tercih ediliyor, bunu öğrenmek istiyor.
Misal,
Küçük Saat’te, 5 Ocak Meydanı’nda, Kuruköprü’de, Gazipaşa’da Ziyapaşa Bulvarı’nda, T. Cemal Beriker’de ve daha bir çok merkezi yerde emniyet kemeri takan sürücü sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Üstüne üstlük, üç araç sürücüsünden en az biri cep telefonu ile direksiyon dansı yapıyor.
Arkadaşımız slalomcu minibüsleri, özel arabaların üzerine adeta kayak yapan halk otobüslerini, kırmızı ışık tecavüzcülerini saymıyor bile!
Trafik ekipleri nedense bunlara hiç aldırmıyor.
Böylesi enstantanelerin sıkça yaşandığı noktalarda ise hiç bulunmuyor.
Ne tuhaftır, trafik ekiplerinin konuşlandığı noktalar genelde şehir yoğunluğunun giderek seyrekleştiği yerler olarak göze çarpıyor.
Arkadaşımız soruyor: "Şehrin orta yerinde kuralsızlıklara ‘trafik polisi gibi (!)’ seyirci kalınırken, iki adım ötede ‘dostlar alışverişte görsün’ tarzında kümelenmek ne denli doğru bir iştir?"
8 Ekim 2012’deki iddiamızı ‘halkın mal ve can güvenliğini korumak’ şeklindeki açıklama ile çürütmeye çalışan emniyet müdürlüğünün tribün şovu benzeri yaklaşımından, ‘şehir merkezindeki insanların hayatını, canını ve malını’ adam yerine koymaması anlamına gelebilecek böylesi bir mantığı anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmek istiyorum.
Akla yatkın bir açıklaması olan varsa beri gelsin...