edas-yılbaşı
NET TAMİR
aosb
Adana
DOLAR34.7535
EURO36.5589
ALTIN2950.5
Nedim BAYAR

Nedim BAYAR

Mail: [email protected]

Milli Eğitimde 'Koltuğumu Bırakmam' Kavgası

Okul müdürleri tepkili...
Milli Eğitimdeki puanlamada yapılan haksızlıklar nedeni ile görevden alındıklarını söylüyorlar.
Adana MEM yetkilileri ise kamuoyu algısına karşı tatmin edici açıklama yapmaktan 'ne hikmetse' uzak kalıyor.

Kısa bir araştırma yaptım.. Adana'da puanlamada alt sınırları zorlayan okul müdürlerinin en az 5 yıllık olduğunu öğrendim. Bu kıdem süresine girenler de bir elin parmakları kadar az. Çoğunluğu eğitimcilikle ilgisi, alakası kalmamış, kıdem süresi 40 yıla merdiven dayamış, önemli bir kısmı da 25-30 yıldan bu yana kaba etlerinin
oturduğu koltuğa iz bıraktığı tipler.

Öğretmenlikten geliş gerçeği bir tarafa atılarak, müdüriyet makamını koltuktan kalkmamacasına 'kazanılmış hak' saymak anlaşılır değil. Bazı okul müdürlerine başarılı olduğu halde haksızlık yapılmış olabilir. Düzeltilmesi için gereken girişimde bulunulur. Ancak; yeteneksizler, yan gelip yatanlar ve de sicil sorunu olanlar ile huzurevi sakinleri konumuna gelmişler için 'İlla da koltuk' derseniz ortalığı toz duman etmekten öteye gidemezsiniz.

Mesai arkadaşım Azmi Ertan bir ana okulu müdüründen dinlediği hikayeyi aktardı:
Adananın tanıdığı eğitimcilerden Celal Apak, kendisi hakkında düşük puan veren Seyhan İlçe Şube Müdürlerinin birinin yanına gider, "ben falanca mahallenin muhtarıyım" der. Yer gösterirler, ikramda bulunurlar. Sözün sohbetin bittiği yerde Celal Apak izin isteyerek odadan ayrılır.

Kapıdan çıktıktan iki dakika sonra tekrar girer ve sorar:
"Beni tanıyor musunuz?"
"Evet, sen filan mahallesinin muhtarı değil misin, öyle söyledin."
"Ulan ş...." der Apak,
"Ben ... okulunun müdürüyüm. Daha benim kim olduğumu bilmiyorsun. Tanımadığın bir adama nasıl düşük puan verirsin."
Odadakiler olası bir kavgayı güçlükle önler, Celal Apak'ın koluna girerek dışarı çıkarırlar.

Olay doğru ise hiç yakışmadı.
'Yanlışa, hakaretle karşılık'Celal Apak gibi bir eğitimcinin üzerinde şık durmadı.
. . .

Sendikaları anlamak hiç mümkün değil...
Özellikle de başında 'Türk' ibaresi olan eğitim sendikasını...
Geçmişte, Adana'da 'sembol' eğitimcilere yaşatılan 'kırk katırlı, kırk satırlı' haksızlıklar karşısında kılını kıpırtatmayan Kamil Köse'nin bayanların ağırlıklı olduğu tepki hareketinde başı çekmesini yadırgadım...

İnsanın sorası geliyor:
Sait Karadağ'hal' edilirken neredeydin Kamil Köse?
İhsan Işılay hakkında 'engizisyon' yöntemleri uygulanırken,
Yardımcıları göz göre göre 'çarmığa gerilirken...'
Ayla Hoca'ya kumpas kurulurken...
Neden çıtın çıkmadı?
. . .

Sendikalar kamuoyunun gözü kulağı, sesidir...
Kamuoyunun refleksi, tepki mekanizmasıdır...
Sendikaların nalıncı keseri gibi kendine yontması, siyasetin rengine göre hareket etmesi ise asla kabul edilemez...

İşte size bariz bir örnek!
Milli eğitimde yaşanan "koltuğumu bırakmam" kavgasına beyhude yere sahip çıkan Kamil Köse ve arkadaşları, Adana Büyükşehir Belediyesinde aylardır yaşanan 'işten çıkarma' ve 'ekmekten etme' feryatlarına kulak kapatıyor.
Ekmeği elinden alınan insanların gözü yaşlı haykırışlarına hangi vicdanla suskun kalıyor?
Gözlerini kapatıyor çünkü, Adana Büyükşehir Belediyesinde, sendikanın her yöntemi kullanarak desteklediği, manevi bağı olan kendi partisi var.
. . .

Okul müdürlüklerini 'yeniçeri ağalığı' gören zihniyetin 'istemezük' naralarının peşine düşmek sendikacılık değildir.
Ey başında 'Türk' ibaresi olan eğitim sendikası!
Gelin yanlışlıklara hep birlikte dur diyelim, hata varsa düzeltelim. Bunu yaparken etik olmayan yollara sapmayalım. Üyelerimize akılcı ve kalıcı hizmet yerine siyaset tribünlerine şirin gözükmeye çalışmayalım.
Haksızlığı ortadan kaldıralım derken, haksızlığın bizzat kendisi olmayalım.

Haksızlıklara hep birlikte karşı çıkalım ama,
Eğitim adına bir şey veremeyecek durumda olanlara da sırf 'siyasi marka' uğruna arka çıkmaktan vazgeçelim.

Genç beyinlerin, taze dimağların önüne duvar çekmeyelim.
Unutmayalım bu ülke hepimizin...



Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME