Hukukçu dostum Cem Bey, "Saldırı varsa şikayetinizi yaparsınız " diyor ve de ekliyor: "Ülkü Ocakları Başkanı Emin bey saldırganlar için ülkücü değil dediyse bunu daha sorgulamak biraz yanlış olmuş kanımca."
Şikayet yapıldı ki, olayın ciddiyetine binaen üç insan çocuğu ev hapsinde. Muhtemelen duruşma gününe kadar tıkıldıkları yerde kalmaya devam edecekler.
Olay Cem beyin dediği kadar basit olsa sorun yok! Ancak azmettirme gerçeğini kimse sulandırmaya kalkmasın. Azmettirici, hasbelkader MHP'li olan belediye başkanı Mustafa Çay'dan başkası değil!
O üç insan çocuğunun hangi ocağa takıldığını söylemeye gerek var mı? Bulundukları ortamlara ait fotoğraflar elimizde. Bu olay geçtiğimiz yılın 20 Aralık tarihinde gerçekleşti, kamuoyunda da paylaşıldı. Adli süreç devam ediyor. Mustafa Çay hakkında suç duyurusunda bulunduk. Daha başka nereye şikayet edecektik?
Bu olayın duyulması ile birlikte herkes kafasını kuma gömdü. Bir gazetecinin saldırıya uğraması karşılığında MHP İl teşkilatı bugüne kadar ne yaptı? Ülkü Ocakları Başkanı Emin Canlı " o haberi kaldıracaksınız!" komutundan başka bir irade sergiledi de biz mi görmedik!
Bu olay bir başka ülkede olsa, azmettirici belediye başkanı tereddütsüz partisinden ihraç edilirdi. Burada ne hikmetse kafalar kuma gömüldü.
Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ'ın tavrı ise fütürsuzluğun dik alası! Hukukçu başkan, "saldırganların bedelli askerlik başvurusu yaptığını, şikayetimi geri almadığım takdirde paralarının yanacağını" söyledi. Yanımızda önceki dönem mhp'li bir meclis üyesi de vardı.
Tehdit dili ne yazık ki, ülkücü camianın yetki alanı içindeymişcesine kabul görüyor. Ocağı temsil eden bir kişi zannediyor ki, bu- memleketin gerçek hamisi, söz ve eylem yetkilisi. Asıyor, kesiyor!
Ülkücü Turan Fm'in sahibi Ahmet Duran Çağ'a nasıl bir muamelenin reva görüldüğü gerçeği henüz hafızalarda iken siz neyi anlatıyorsunuz?
Fazilet ve erdem yuvası olarak bildiğim, 80 öncesi benim de mazimde yer alan ülkü ocaklarının temiz kimliğine zarar veren tetikçileri bünyenizde barındırmayın, onları topluma kazandırın, enerjilerini MHP ve Ülkücü kuruluşların var oluş felsefelerinden yana göstermelerini sağlayın!
Her şeyden önemlisi önce siz Merhum Alpaslan Türkeş ve idealleriine layık olun/mahiyetinizdekilerinize lörnk olunmasını sağlayın.
Ceyhan Ülkü Ocakları Başkanı hukukçu Burak Türker, 'Ocak yetkilisi' sıfatı ile ile kükrüyor, "Bir an önce durumu düzelt özür dile!" diye haddini aşarak talimat verebiliyor. Hadi ordan be, seni kim ciddiye alıyor!
Soğuk bir kış gecesi, üstü başı çırılçıplak soyulup yabancı bir köye bırakılan adamın hikâyesidir bu. Zamanın birinde şair hükümdarı eleştiren şiirler yazar. Hükümdar da şairi çağırıp üzerindeki elbiseleri çıkarttırıp sokağa bırakır. Şair açtır, hava soğuktur, hükümdar da merhametsizdir. Mecburen yakınlardaki köye sığınmayı dener. Köye girdiğinde vakit geçtir. Aç köpekler üzerine doğru hücum etmektedir. Şair yerden taş alıp fırlatmayı dener. Taşlar bağlıdır. Bir tane bile taş alıp atamaz köpeklere… Ve tarihi cümle dökülür ağzından; "Bu köyde taşları bağlamış, itleri de salmışlar!"