Bir belediyecilik yarışı.. Kazananı olmayan.. İşte Adana'nın makûs tarihi.
'5216 sayılı Büyükşehir Belediyesinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları'nı içeren mevzuatı okudunuz mu?
Ben okudum. Evet okuduğumda aklıma ilk geleni anlatayım size.
Hindistan’da Ganj’ın kenarında oturan uzun saçlı bir adam olur, genellikle turuncu bir kıyafeti ile Ganj'da yakılan ölü bedenlerin artığı olan küllerle kutsadığı insanlardan para alan kutsal bir adam. Ölüm para ve kutsallık üçlüsü.
Aynı Sadu kutsal ve bilge olduğu için inananları ona yemek götürür. Sadu için dilenmek adeta bir atasporudur ve meşrudur.
Şimdi gelelim Seyhan nehrinin Sadula'rına; onlarda kül yerine vaatler ile kutsamaktadırlar Adana halkını.
Örneğin x belediye başkan adayı seçim propagandasında Youtube’a reklam verecek kadar zengin ve ileri görüşlüdür, reklamında halkının ona sarılmasını öğütleyen yegane bir arka ses dahi mevcut olan bu PR çalışması Nuri Bilge'yi kıskandırmaktaydı.
Bence Nuri Bilge diğer filmi için mekan arayışındaysa Adana’nın çok güzide ilçeleri ve mahalleleri bu konuda yardımcı olacaktır kendisine.
Bu arada umarım reklam çalışmanız belediye bütçesini çok sarsmamıştır veya cebinizi.
Çünkü ben 7 yıldır bu güzide şehirde yaşamayan bir vatandaş olarak döndüğümde değişen hiçbir şey bulamadım aksine bulduklarım şunlardır: Para konusunda anlaşılamayan üst geçitler ve dahi bu sebepten yıkılan, asfaltlandığı iddia edilen ücra yerler ki, bu gerçekten komik.
Çınarlı'da villaların ara yollarında bir tek tezek kokusu eksik sayın başkan adayım, gelip görmenizi rica ederim, zira reklam bünyesinde oldukça yalan barındırmakla gark olmuşsa da gerçeklerin ortaya çıkma gibi kötü huyları var.
İnternetin bedava olduğu belediyecilik örnekleri gördüğüm farklı ülke şehirlerinden geldiğim yegane nokta, evimde internet alt yapısının olmaması zira sağlayıcı hiçbir şebekenin alt yapısı mevcut değil.
Haberiniz var mı sevgili başkan adayları, 2024 de kotalı internet boxları ile yaşamak zorunda kalan ve işi yurt dışından öğrencilere İngilizce öğretmek zorunda olan bir öğretmen olarak dünya üzerinde bir ilkim. Öte yandan inanılmaz hizmetleriniz var doğal gaz da geçen sene teşrif etti bulunduğum yere.
Bahçede yapılan kazının ardından üzeri açık ve bahçe taşları yığılı bir vaziyette çekip giden belediye ekipleri gelip düzeltme vaadi vereli 1 yıl oluyor.
Allahtan babam becerikli adamdır da halletti. Sokakta bulduğum bir kediyi sizin fevkalade yetkin olan veterinerlerinize emanet edeli de 1 buçuk yıl olmakta, hani kısırlaştırmak yerine öldürdükleri kedim ile evet.
Telefonda 'kedi nerede' diye sorunca 'Sarıçam'da' dediğimizde, 'Seyhan da kısırlaştıramayız, Seyhan’nın kedisi değil' dediğiniz kedim evet, kedilerin semtleri olması ne acı.
Gelelim diğer yarışmacı Sadu'muza, kendisi pazar demeden ara mahalle demeden gözlemeci, tatlıcı demeden her yerde gezen harikalar yaratmış ve dünyanın 5. harikası olan ters ev dizaynını tek eksiği ters ev olan Adana’ya kazandırmış bir insan ve yine yeniden evet ki sushi’ nin yemek olduğuna da aşikar elitizmin Yüreğir sokaklarının esintisi dahi olamadığına aşikar olduğu kadar.
Dünya da ulaşımda daha kötü bir şehir varsa orası Adana'dan sonra Vagadugu'dur zira kendisi Burkina Faso’nun başkenti. Havadan güzergâhlanan ve işlevsiz metrosu, trafik çilesinin hiç bitmediği, musluktan akan suların rakı kıvamında sunulmasından mı yoksa korkunçluğundan mı bilinmez son iki haftadır okullarda öğrenciler sürekli karın ağrısı şikayetindeler.
Yağmur yağdığında bir tek tezek kokusunun eksik olduğu çamurlu yollardan eve ulaşmak zorunda olan bizler, hava durumuna değil de stadyumda hangi maç olacağına bakarak yola çıkıyorsak 4 saatlik kuyruklarda kalmamak için belediyecilik bu şehirde mevcut değildir pratikte.
Fakat teoride altyapı, yol, su , internet, doğalgaz derken ne güzide bir belediyecilik ne harika vaatler işte adana seçim propagandalarınızı izlerken aklıma gelenlerden bir demet.
Bir Sadu'nun para ile kutsadığı inananları dahi külün işlevsizliğini bilmekte Sadu’nun yaşamak için dilendiğini de, hayatında beklide ilk defa doğru bir cümle kullanan sevgili siyasetçimizin de dediği gibi, 'ölüm ve sıtma arasında' oy kullanmak zorunda kalan halkın görülmeyen isteklerini düşünüyorum işte ben.
'Düşünüyorum öyleyse yokum' diyorum. Seçmenini tiye alan ilkokul başkanlık yarışında seçmen olarak yokum. Çünkü düşünüyorum!
Yorum Yazın