Tanrıların oyuncağı olmayı kabul etmeyen Sisifos'u hatırlıyorum. Bugünlerde, üzerimize yağan felaketlerdendir belki de.
Varoluşçuların tutunduğu bu Yunan kralını anımsamam, büyük bir afetin vurduğu ülkemde yardım için canını dişine takan insanların yanı sıra izlemekten utandığım insanlığımı yokladığım yağmacıları görünce.
Tanrıların bir kayayı dağın başına çıkarması için cezalandırdığı Sisifos bunun bitmeyen bir çile olduğunu anlamamıştı.
Başta kayayı durmak bilmeksizin dağın başına her çıkarışında nefesini toparlamasına fırsat vermeden aşağı itilen o kayanın adıydı insanlık.
Sisifos inatla her seferinde yukarıya taşıdı sonsuz bir döngüde kayayı, Tanrılar onu cezalandırdığını düşünürken ve eğlenirken Sisifos’un kayayı tepelere yorulmaksızın taşıyışıydı başkaldırısı, bu yüzden insanlığın adını kurtarmaktı gayesi.
Yunan arkaik mitlerinden bugüne gelen en özel hikayelerinden biridir bu benim için.
O kayaları elleri ile taşıyan altından duyduğu bir ses uğruna ölümün duvarlarından çocukları, kadınları , insanlığı taşıyan madencileri gördüm sisifos gibi bu mahşerde, İnsanlığın onurunu insanlığın gururunu insanlığın adını taşıyan o madencileri…
AFAD’ın giremeyiz dediği yerlere girebilen madencileri gördüm sisifosun ruhunda. Aç parantez, güzel ülkemin memurları birer ikişer rapor alıp acılarının matemlerinin tutsağı olurken, küçük dünya çeperlerinde, işçi sınıfının paryaları madencilerdi ölüm duvarlarından hayat çıkaran hem de gece vardiyasından gelen o madenciler.
Uykusuz.. Yorgun..
O yüzden 20 binleri 30 binleri aldığınız spesifik meslek gruplarının memurluk bütçelerini ve memurluk haklarını ahde vefa olarak bu madencilere vermeyi borç bilmelisiniz.
Bu tavsiyeyi de vermeyi kendime borç bildim ellerinden öpmek istediğim o insanları gördüğümde.
Sonra, gözlerim yitirilmişe takıldı insanlığını heybeleriyle şeytana yem etmiş o zavallıları izlerken..
Tanrı öldü dedim, Tanrı öldü!
Nietzsche’nin bağırarak dağdan indirdiği Zerdüştü’nün sözlerini haykırdım.
TANRI ÖLDÜ !
Yurdumun her yerinden kaktüs gibi fışkıran ilahiyat profesörleri için bir parantez açmakta fayda var.
Nietsche ‘nin Zerdüşt’ünün öldüğünü ilan ettiği Tanrı 21. Yüzyılın kehanetiydi işte.
Siz yitirilenler, siz yağmacılar! Sizin tanrınız öldü. Artık yeni Tanrınız Marx ‘ın lanetlediği kapital dediği Zerdüşt.
Para için ölenlerin öldürenlerin cennetiydi 21. Yüzyılın tüm toprakları….
O yüzden varoluşçuların başkaldıran Sisifos’unun Zerdüş’ün kehanetiyle geldiği bir zamanda yaşıyorken bizler 21. Yüzyıl tanrınıza sıkı sıkı sarılın siz yitirilmişler, bu ülkenin Sisifoslarının kaderi ile başkaldırışını yeniden ama yeniden izleyeceksiniz ve hatta öğreneceksiniz insanlığın başkaldırı dersini. Kapital tanrınızın cezasını bu statükonun kirli yüzünü bir kaya ile değiştirecek bu insanlar.
Göreceksiniz, öğreneceksiniz…
Bundan sebeptir ki kurtulun artık matemin karanlık vasfından, sıyırın ellerinizi göz yaşlarınızdan yasların süresi doldu zaman o kayaların altında kalan çocukların, kadınların ve insanlığın yukarıdaki dağa taşınma zamanıdır.
Zaman Sisifos olma zamanıdır. Zaman Zerdüşt'e inat Tanrıyı yaşatmanın, insanlığı hatırlatmanın zamanıdır.