Yargı kararını verdi; Sabık başkan, 'rüşvet ve ihale yolsuzluğu' ile yargılandığı ağır ceza mahkemesinden 5 yıl hapis cezası ve cezanın infazı tamamlanıncaya kadar seçme ve seçilme hakkı ile tüm kamu hizmetlerinden men cezası aldı.
Mahkeme heyeti sabık başkanı oracıkta tutuklayıp içeri atabilirdi, ki, birçok ceza hukukçusuna göre bu doğru bir karar olurdu.
Şimdi yapılacak olan en doğru karar, geriye dönük tereddütlü işlemlerin karartılmasına izin verilmeden bir an önce kayyum atanması olmalıdır.
Hüseyin aktif olduğu sürece belediyede yapılması muhtemel denetimlerin sağlığından söz edilemeyecektir. Bunun için derhal gözaltına alınmalı, mümkünse Bölge İstinaf Mahkemesinden gelecek onayı cezaevinde dört duvar arasında beklemelidir.
Acil önlemler arasında;
Büyükşehir'in altın madeni Aski'nin genel müdürü Hüseyin Obrukçu, 'loş ışıklı kayıtlar' çöpe gitmeden ivedilikle derdest edilmeli, Adanalıların parasını hiç eden Sedat Sözlü Demirspor'un başından 'gerekirse kolluk gücü' ile uzaklaştırılmalı, hesap sorulmalıdır.
Para transferlerinin 'masumane' (?) merkezi haline gelen ASKİSPOR'un muhasebe kayıtlarına iş işten geçmeden el konulmalıdır.
Hüseyin Sözlü'nün HDP ve uzantıları ile olan 'seçim öncesi ve sonrası' ilişki iddiaları masaya yatırılmalıdır.
Ayrıca, sabık başkanın 1999 yılı öncesi ve sonrası arasındaki mal varlığı 'Devlet Denetleme Kurulu' ve 'Mali Suçları Araştırma Kurulu' (MASAK) tarafından mercek altına alınmalıdır.
Adanalılar kentin soygun cenneti haline getirildiğini yüksek sesle söyler hale gelmiştir. Yapılanlar ve de yapılmayanlar tüm çıplaklığı ile ortadadır. Çukurova 2014 yılından bu ana kadarki süreyi en az 20 yıl tersine sarmıştır.
Tüm bu gelişmelerin ışığında; Adana Büyükşehir Belediyesine bir an önce kayyum atanmalıdır. Atanacak kişinin öncelikle Milliyetçi Hareket Partisinden olması, sicilinin temiz, toplumun her kesiminin saygınlığını kazanmış, yemeyen, yedirmeyen bir kişiliğe sahip olması gerekmektedir.
MHP'nin daltonlar tarafından yerle bir olan imajı ancak böyle düzelecektir. Burada en önemli iş Devlet Bahçeli'ye düşmektedir.
Mahkeme heyeti sabık başkanı oracıkta tutuklayıp içeri atabilirdi, ki, birçok ceza hukukçusuna göre bu doğru bir karar olurdu.
Şimdi yapılacak olan en doğru karar, geriye dönük tereddütlü işlemlerin karartılmasına izin verilmeden bir an önce kayyum atanması olmalıdır.
Hüseyin aktif olduğu sürece belediyede yapılması muhtemel denetimlerin sağlığından söz edilemeyecektir. Bunun için derhal gözaltına alınmalı, mümkünse Bölge İstinaf Mahkemesinden gelecek onayı cezaevinde dört duvar arasında beklemelidir.
Acil önlemler arasında;
Büyükşehir'in altın madeni Aski'nin genel müdürü Hüseyin Obrukçu, 'loş ışıklı kayıtlar' çöpe gitmeden ivedilikle derdest edilmeli, Adanalıların parasını hiç eden Sedat Sözlü Demirspor'un başından 'gerekirse kolluk gücü' ile uzaklaştırılmalı, hesap sorulmalıdır.
Para transferlerinin 'masumane' (?) merkezi haline gelen ASKİSPOR'un muhasebe kayıtlarına iş işten geçmeden el konulmalıdır.
Hüseyin Sözlü'nün HDP ve uzantıları ile olan 'seçim öncesi ve sonrası' ilişki iddiaları masaya yatırılmalıdır.
Ayrıca, sabık başkanın 1999 yılı öncesi ve sonrası arasındaki mal varlığı 'Devlet Denetleme Kurulu' ve 'Mali Suçları Araştırma Kurulu' (MASAK) tarafından mercek altına alınmalıdır.
Adanalılar kentin soygun cenneti haline getirildiğini yüksek sesle söyler hale gelmiştir. Yapılanlar ve de yapılmayanlar tüm çıplaklığı ile ortadadır. Çukurova 2014 yılından bu ana kadarki süreyi en az 20 yıl tersine sarmıştır.
Tüm bu gelişmelerin ışığında; Adana Büyükşehir Belediyesine bir an önce kayyum atanmalıdır. Atanacak kişinin öncelikle Milliyetçi Hareket Partisinden olması, sicilinin temiz, toplumun her kesiminin saygınlığını kazanmış, yemeyen, yedirmeyen bir kişiliğe sahip olması gerekmektedir.
MHP'nin daltonlar tarafından yerle bir olan imajı ancak böyle düzelecektir. Burada en önemli iş Devlet Bahçeli'ye düşmektedir.