Mustafa Çay'a destek amacıyla mahkemeye gelen gazeteci Tamer Ünal ile adliye koridorunda ayak üstü iki kelime ettik. Ünal, konuşma sırasında Çay'ı kastederek, 'ona bunu yapmamalıydın' diye serzenişte bulundu.
Ne yapmışız; "Ne yaptıysa yazmışız çizmişiz, hukuk çağırmış bildiklerimizi anlatmışız.."
Pozantı'da gazetecilik yapan Ünal, işin o tarafında değil, ilgisi başka yönde..
Düşünün; bir gazeteci, mesleğin 'olmazsa olmazı' objektiflik kriterini bir kenara çekip, farklı bir öneride bulunuyor: 'Ona bunu yapmamalıydın..'
Aklıma takıldı ya, sormadan edemem artık: İnternet basınını gazetecilikten saymayan cennet kuşunun sözlerini Tamer Ünal'da paylaşıyor olabilir mi? Bu sözün fikir babası, destekçisi, kim, o da ayrı..
Tamer Ünal'ın eski bir gazeteciler cemiyeti başkanı olduğu gerçeğinden hareketle sormak gerekmez mi: "Bir meslektaşın, Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay'ın talimatı ile meclis toplantısına, hem de etik ve hukuk dışı bir yöntemle sokulmazken, 'fransız kalmanın dışında' ne yapıyordun?
Zabıta gömleği giydirilmiş taşeron işçilerin 'başkanın emri var sizi içeri almayacağız' sözlerini yarım metreden işittiğinde tepki verdin de, biz mi görmedik?
Önce bunlara yanıt verip, 'kadrosuz müşavir' etiketinden sıyrılalım, 'neyin yapılıp neyin yapılmaması' keyfiyeti bir başka bahara kalsın.
Basın kartı meselesine gelince;
Bu güne kadar sustuysak, büyüğümüze küçüğümüze saygıda kusur etmemiş isek, kimse bizi uysal koyun sanmasın. (ae)
Ne yapmışız; "Ne yaptıysa yazmışız çizmişiz, hukuk çağırmış bildiklerimizi anlatmışız.."
Pozantı'da gazetecilik yapan Ünal, işin o tarafında değil, ilgisi başka yönde..
Düşünün; bir gazeteci, mesleğin 'olmazsa olmazı' objektiflik kriterini bir kenara çekip, farklı bir öneride bulunuyor: 'Ona bunu yapmamalıydın..'
Aklıma takıldı ya, sormadan edemem artık: İnternet basınını gazetecilikten saymayan cennet kuşunun sözlerini Tamer Ünal'da paylaşıyor olabilir mi? Bu sözün fikir babası, destekçisi, kim, o da ayrı..
Tamer Ünal'ın eski bir gazeteciler cemiyeti başkanı olduğu gerçeğinden hareketle sormak gerekmez mi: "Bir meslektaşın, Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay'ın talimatı ile meclis toplantısına, hem de etik ve hukuk dışı bir yöntemle sokulmazken, 'fransız kalmanın dışında' ne yapıyordun?
Zabıta gömleği giydirilmiş taşeron işçilerin 'başkanın emri var sizi içeri almayacağız' sözlerini yarım metreden işittiğinde tepki verdin de, biz mi görmedik?
Önce bunlara yanıt verip, 'kadrosuz müşavir' etiketinden sıyrılalım, 'neyin yapılıp neyin yapılmaması' keyfiyeti bir başka bahara kalsın.
Basın kartı meselesine gelince;
Bu meselenin ÇGC başkanlığı döneminde, kimin/kimlerin ayak oyunları ile 'ketenpereye' getirildiğini en iyi Tamer Ünal biliyor olmalı.
Bu güne kadar sustuysak, büyüğümüze küçüğümüze saygıda kusur etmemiş isek, kimse bizi uysal koyun sanmasın. (ae)