TCDD ve Tüyü Bitmemiş Yetimin Hakkı

Geçtiğimiz günlerde Adana Organize Sanayi bölgesine gittim. TCDD'nin orada bir hemzemin geçidi var. Ocak ayında bakım çalışmalarına tesadüf etmiştim, görünce hatırladım.

Merak edip sormuştum. Zemin kompozit kaplama imiş. Devletin resmi kurumu bakımı Bapaş adında bir firmaya 150 metrekarelik geçidi 300 bin Türk Lirasına yaptırmış. Daha yılı dolmadan kaplamaların parça parça olduğunu öğrendim. 7 ayda sokağa atılan paralar için içten içe hiddetlendim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını çarçur edenlere 'malum hocaefendi' gibi elimi semaya açıp lanetler yağdırdım.

Devletin parasına tenezzül edilmiş midir, devlete kazık atılmış mıdır? Kötü malzeme mi kullanılmıştır, günahları boynuna. Alanla satan bilir!
Tek gerçek, 7 ayda tükenen 150 metrelik bir kaplamanın devlete 300 bin liraya fatura edildiği, ya da bazı akıl sahiplerinin iddiasına göre 'kakalandığıdır.'

Yeniden yapılacak olan bakım onarım bu kez Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından üstlenilmiş.

Bunun gibi başka yerlerde de aynısı yaşanmış... TCDD kasasından çıkan deve yükü ile onca para bozuk zeminlere harç edilmiş. Sadece bir örnek: Taşkent İstasyonu yüksek maliyetle yapıldıktan kısa süre sonra ıskartaya çıkmış, o da tıpkı diğerleri gibi yeniden yapılmış.

Olayı duyanlar, "devletin malı deniz yemeyen domuz" diyorlar. Ne kadar doğrudur bilemem ya, söylentileri duymazdan, görmezden de gelemem.

"Teknik alt yapıyı kitabına uydurup öylesine yapıyorlar. İş çirişlenince taban döşemesini oluşturan kauçuk madde köşelerden parçalanıp montaj yerinden kalkıyor, taşıt girişi zorlaşıyor. Bazı zamanlar taşıtların geçitte uzun süreler kaldığı oluyor. Sonra ver elini ikinci hatta üçüncü kez bakım onarım. Tabi bu işten kimler kazançlı çıkıyor, orası malum"

Organize Sanayi Bölgesinde ikinci kez yapılan hemzemin geçidinin masrafını TCDD'nin üstlenmediğini söylemiştik, ancak diğer yerlerde durum farklı. Yüksek maliyetlerle yapıldıktan kısa süre sonra bozulan zeminlerin ikinci kez elden geçmesinin kuruma yüklediği yüklü bir fatura var, o meblağ da haliyle vatandaşın cebinden çıkıyor.

Çiçeği burnunda Yol Müdürü Halil Bey hakkında da bazı özel duyumlar aldım. Böyleyken böyle dediler... Bir başka köşe yazısında konuşalım. Konuyu dağıtmayalım.

Geçtiğimiz tarihlerde Mersin - Adana hattı üzerine 50 adet makas cihazı monte edildi. Bu makas personel tarafından tren gelmeden önce manuel yöntemle yol değiştirme işleminde kullanılıyordu. Cihazların her bir tanesi için 7000 TL + KDV; toplamda da 400 bin lira + KDV'nin üzerinde para harcandı.

Makasların montajı TCDD personeli tarafından yapılabilirdi. İşin içine hem kurum personelini hem de taşeron firmayı soktular. Bu yüzden semeri ile seksene mal oldu.
Bu makasların montajından sonra her hafta bir hadise oldu. Ya personel çevirmeyi unutuyordu, ya da yarım bırakıp araziye uyuyordu. Hatırlayacaksınız, bu yüzden gazetelerde sıkça kaza haberleri yer alır oldu.

Pahalı maliyetin üzerine bir de kaza yükü bindi. Ardından, Oğuz Saygılı'nın karşı konulmaz bir istekle aldığı cihazlar gözden düştü. Devreye yeni sinyalizasyon projesi sokuldu.
Silbaştan yapıldı. Yüklü miktarda ödenen paralarla alınan eski sistem söküldü. Yerine yenileri takıldı. Kurumun kasasına bir de yeni maliyet yükü bindi.

Saygılı döneminde yarım milyar liraya mal edilen onca alet edevat depoya atılarak çürümeye terkedildi. Yaşanan rezaletten ötürü yüklenici firmanın kaybolduğu, ortalığın toz dumana boğulduğu öne sürüldü. Tam bir fiyasko! Onca para göz göre göre toprağa gömüldü.

Bitti mi? Bitmedi!
Olayı tüm köşe taşları ile birlikte yeniden irdeleyeceğiz.
Hem de belgeleri ile birlikte...