Ceyhan Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü Yakup Çelik ile telefonda görüştüm. Açıklamasını aynen yayınlıyorum,
Bengü Bozdoğan Koçak'ın, "bana küfretti, mobing yolu ile işimden ayrılmama neden olmak istiyor" şeklindeki sözlerini yalanlayan Çelik, "olay size aktarıldığı gibi değil, bir de benden dinleyin" dedi.
Çelik, konunun Koçak tarafından kasıtlı şekilde saptırıldığını belirtti.
Yakup Çelik şöyle konuştu:
- Ben yapamam. sen bana emir veremezsin.'
Orası ana baba günü...
- Sen taşeronsun, ancak Ahmet Müdür bana emir verebilir. Siz beni taciz ediyorsunuz- diye, öyle bir bağırıyor ki..
Taciz kelimesini söyleyince sinirlendim. Ben de insanım, küfür etmedim ama, kalktım, "ne diyorsun sen, ne tacizi, niye bağırıyorsun bu kadar. Arkadaş sana bir iş söylüyoruz, yapmak durumundasın" dedim.
'Bana iş yaptıramazsınız. Sen bana emir veremezsin. Beni taciz ettiremezsin' şeklinde karşılık verdi.
"Onun söylediklerini var ya, o dairedekiler, onu kınadı o gün. İnan ki onun yaptığı harekete karşılık bir erkek olsa karşımda belki bir kavga bile ederdik, ama ben yine sükunetimi korudum. 'Ben sana nasıl emir veremem, taşeronda olsam, şu an da müdürlüğe bakıyorum. Bundan dolayı sana emir verebilirim. Sen görevini yap niye yapmıyorsun" dedim.
Konuşmasının bundan ibaret olduğunu sözlerine ekleyen Yakup Çelik, hakarete uğrayan kişinin esasen kendisi olduğunu, ağzından küfre dair bir sözün de kesinlikle çıkmadığını kaydetti.
Bengü Bozdoğan Koçak'ın, "bana küfretti, mobing yolu ile işimden ayrılmama neden olmak istiyor" şeklindeki sözlerini yalanlayan Çelik, "olay size aktarıldığı gibi değil, bir de benden dinleyin" dedi.
Çelik, konunun Koçak tarafından kasıtlı şekilde saptırıldığını belirtti.
Yakup Çelik şöyle konuştu:
"Bu hanımefendi temizlik elemanı olarak verilmiş. Ben de duyum aldım, dediler ki, Bengü Hanım çay ocağına gitmiş oturmuş. Ben de, 'hanımefendi kim sana çay ocağına git otur dedi' dedim. 'Abidin Bey' dedi. Abidin Bey'e sordum, 'ben demedim'dedi. Hanımefendi bu kez de Ahmet Müdür (Ahmet Demirel) dedi. Ahmet Demirel'e 'sen mi, git çay ocağında otur diye talimat verdin' dedim. 'yok, yalan söylüyor, ben niye diyeyim' dedi. Ben de çağırdım, dedim ki, 'bak hanımefendi, sen bana diyorsun ki, şu dedi, bu dedi, beni de üzme kendini de üzme, sana bu görev verilmiş, görev yerinde çalışmak zorundasın, niye beni üzüyorsun, niye işini yapmıyorsun?'
- Ben yapamam. sen bana emir veremezsin.'
Orası ana baba günü...
- Sen taşeronsun, ancak Ahmet Müdür bana emir verebilir. Siz beni taciz ediyorsunuz- diye, öyle bir bağırıyor ki..
Taciz kelimesini söyleyince sinirlendim. Ben de insanım, küfür etmedim ama, kalktım, "ne diyorsun sen, ne tacizi, niye bağırıyorsun bu kadar. Arkadaş sana bir iş söylüyoruz, yapmak durumundasın" dedim.
'Bana iş yaptıramazsınız. Sen bana emir veremezsin. Beni taciz ettiremezsin' şeklinde karşılık verdi.
"Onun söylediklerini var ya, o dairedekiler, onu kınadı o gün. İnan ki onun yaptığı harekete karşılık bir erkek olsa karşımda belki bir kavga bile ederdik, ama ben yine sükunetimi korudum. 'Ben sana nasıl emir veremem, taşeronda olsam, şu an da müdürlüğe bakıyorum. Bundan dolayı sana emir verebilirim. Sen görevini yap niye yapmıyorsun" dedim.
Konuşmasının bundan ibaret olduğunu sözlerine ekleyen Yakup Çelik, hakarete uğrayan kişinin esasen kendisi olduğunu, ağzından küfre dair bir sözün de kesinlikle çıkmadığını kaydetti.
