başkanlığına kimi aday gösterecek?
Aday adaylığı sürecinin biteceği AK Parti'de, 1 Kasım’a kadar siyaset kulislerindeki birçok ismin ön plana çıktığı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başladı.
Seçimlere 5,5 ay kaldı. Takvim daralıyor, son kozların oynanacağı günler uzak değil.
Adana’da AK Parti çevrelerinden bugünlerde yükselen sese kulak kabarttığımızda, "Parti yıpranmamış bir ismi tercih etmeli" diyor ve ekliyorlar; "Yerli bir adayla ancak AK Parti bu seçimlerden galip gelir, aksi takdirde geçmiş dönemlerdeki gibi paraşütle inecek aday yine rağbet görmeyecektir."
AK Parti tabanı ve Adanalı seçmen ayrıca, "İçimizden biri olmayınca, bizim oylarımızla iş başına gelse bile bizim paramızı hizmet etmek yerine har vurup harman savurma cesaretini gösteriyorlar" yakınmasında bulunuyorlar.
Her zaman olduğu gibi, kendi adayının isminin ön plana çıkmasını isteyenler fısıltı gazetesi ile adaylarını 'Şeyh uçmaz, müritleri uçurur' kabilinden göklere çıkarıyor.
Hâlbuki, İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı’nın Kozan’da, "Her arkadaşımızın aday olma hakkı var kimseye aday olma diyemeyiz, ancak karşısında olan arkadaşına çamur atan, iftira atan karşısında beni bulur" demesine rağmen bu kurala uymayan ve İl Başkanını karşısına alma cesaretini gösterebilen kahramanlar var AK Parti’de!
İl Başkanını hafife alanların sonlarını merak ediyorum doğrusu?
Ben kimin, kim hakkında ne söylediğini, lafın hangi kaynaklardan çıktığını çok iyi biliyorum ama onlar gibi bu yola tenezzül etmem, kaldı ki ben siyasetçi değilim, gazeteciyim. Bildiğim gerçekleri yazarım bilmediklerimi de sorarım, bu sorduklarımdan birisi de Zafer Kara oldu.
Malumunuz Zafer Kara 10 gündür aday adaylığını dillendirdi. Büyükşehir A. Adaylığını da aldığım habere göre perşembe günü coşkulu bir şekilde İl Başkanlığında açıklayacakmış.
Ben Zafer Kara’yı tanımam etmem. Sadece son kongrede yönetime seçildiğini ve daha sonra İl Başkan yardımcı olarak göreve getirildiğini biliyorum, o da mesleğim icabı.
Kozanlı olması, halk tabiriyle yerli olması açısından bana sorsanız, 'Kulağına en sempatik isim kim geliyor' diye, Sayın Kara’nın ismini cesarete söyleyebilirim.
Ortalıkta bir TAPEdir dolaşıyor. Merak ettim. Okumuştum bu tapeleri ama çokta büyütülecek konu değil diye düşünmüş ve unutmuştum bile. Bir de tapelerin sahibinden öğrenmek istedim, "Nedir bu hakkınızda söylenen" diye?
Buldum bir arkadaşımdan Zafer Bey’in telefonunu ve aradım. Alın bende de size bir tape!
Aklınıza bir şey gelmesin ben kaydetmedim, sadece konuşmalarımızı aktaracağım.
- "Alo, Zafer Bey merhaba müsait misiniz? Ben Nedim Bayar adanahaber.net internet sitesinden" diye öncelikle kendimi tanıttım.
- "Buyurun Nedim Bey, ekibimle toplantı halindeyim ama kısa bir ara verebilirim, size nasıl yardımcı olurum" dedi, nazik bir ses tonuyla.Ben de, "Zafer Bey sizin hakkınızda tapeler var.." der demez, "Sıkıldım bu tape muhabbetinden ama siz yinede buyurun" dedi.
Ben konuya hızlı girmek istediğimi toplantıdan zaman çalmamak istediğimi söyledim ve sorumu sordum.
- "Nedir bu tape muhabbeti?"
- "Öncelikle sözü kesmeden, dinlersen kısaca konuşayım sen bundan özet çıkar" dedi ve başladı anlatmaya.
- "Ben 2004 yerel seçimlerinde yine a. adayıydım, ancak genel merkez tarafından başka bir isim aday gösterildi. Biz de o ismin aday gösterilmesine 'sağlık olsun, kader, kısmet' dedik ve genel merkezimize saygı duyduk. Aksini yapmak gibi bir eylemimiz olabilir miydi? Olabilirdi.
Ama bizim siyasi terbiyemiz buna müsaade etmez. Küstük mü? Küsmedik ve o günden bu güne kadar sayın başbakanımızın emrinde ne görev olduysa yaptık. Kaldı ki, partimizde küsmenin özeti 'tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış' gibi olur. AK Parti dünyanın en büyük organizasyonlarından biri. Hatta dünyanın teşkilatlanma için ders almaya bile hazır olduğu devasa bir partidir. Partimize küsenlerin durumları ortada. Eğer küsmüş olsaydım, bende şu an teşkilatın dışında olurdum herhalde.
Neyse sorduğun soru bu değildi, dağıtmadan devam edeyim. Benim tape dedikleri telefon görüşmesinde ismi geçen şahısla görüşmem oldu. Ancak, benim orada ismi geçen şahsa ifade ettiğim cümlenin sağını ve solunu keserseniz size duymak istediğiniz cümle kalır. Ya da duyurmak istediğiniz cümle.
Bakın Nedim Bey, ben 2001 yılından beri bu partinin neferiyim, partimin emrindeyim. Kaldı ki eşim de yıllardır partimizin genel merkez kadın kollarında MKYK üyesi ve gitmediği doğu ili kalmamıştır görevli olarak.
Soruyorum bazen eşime, "Yoruluyor musun?" diye. Eşimden aldığım cevap net, "başbakanımız bırak il il gezmeyi, ülke ülke geziyor. Bizim yorulmaktan bahsetmek gibi bir şey söylemeye hakkımız yok" diyor. Tabi bu durum beni mutlu ediyor. Aynı davaya gönül veriyor olmamız, ailecek bizim için büyük bir nimet."
"Şimdi size soruyorum, böyle bir aile var karşınızda, o cümleyi kurmasını nasıl düşünürsünüz" diyor?
Ben de, "Kesme demiştiniz" diyorum. (Gülüyor) "Devam edebilirsiniz buyurun" diye ekliyorum.
Sonuç olarak bu günlerde tape-mape konusu ısıtılıp gündeme getirilir, hiç problem değil. Beni teşkilatlarımızda çok iyi biliyor, Adanalı da. Rahatım ben ama şunu bilin ki, bu konuda, az önce söylediğim gibi hiç açıklama gereği duymadım. Ama siz sorunca cevap vereyim dedim. Şu anda bile devasa bir projenin toplantısını yapıyoruz. 30’un üstünde projem var. Kısmet olur, başkan olursam bu kente dünya tanıyacak projelerimizi.
Uyguladığımızda Adana’na tanınmayacak hale gelecek ve yaşanabilir bir kent olacak. 30 yıllık geriye götürülen Adanamız ileriye gidecek inşallah. Umutluyum ve bundan dolayı da mutluyum. Ha, oldu ya olamadık, kısmet meselesi bu, hiç problem değil. Başkan olan arkadaşa veririm projelerimi o uygulamak isterse uygular.
Nedim Bey size bir şey söyleyeyim mi? Adana’ya yapılması gerekenleri düşündükçe bunca yıl yapılamamasına bir yandan hayıflanırken bir yandan da yapılacakların heyecanı ile uykularımı kaybettim. Bu kadar Adana sevdası var içimde anlayın işte.
Bu arada çok uzadı ben toplantıya döneyim izninizle perşembe günü A. Adaylığımı açıklayacağım sizi de beklerim mutlaka" dedi.
- "Tamam, müsait olursam mutlaka geleceğim. Gelemezsem de bağışlayın şimdiden. Çıktığınız yol hayırlı olsun" dedim.
- "Estağfurullah varlığınız yeter" dedi. Kolaylıklar dileyerek telefonlarımızı kapattık.
Ben bir şey eklemeyeceğim görüşmenin sonuna. Okuyucularım olarak sizler yorumunuzu yaparsınız iç dünyanızda.
Son cümle, "Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, işitenin yararlandığı sözdür."
kaçak iddaa -https://betsbum.com/ -illegal bahis -güvenilir bahis siteleri -deneme bonusu veren siteler -