Mutlu ve huzurlu bir evlilik hayatı için en önemli faktörlerden birisi de karı-kocanın birbirine uyumudur.
Evli çiftler arasında uyumu kolaylaştıracak özellikler ne kadar fazla olursa karşılıklı anlaşma, paylaşma ve memnuniyet de o kadar fazla olur. Aksi halde karakter farklılıkları belirli bir zaman sonra karı-kocanın ortak bir noktada buluşmasını zorlaştırır.
Bu durum inatlaşmaya, duygusal uzaklaşmalara ve karşılıklı çatışmalara dönüşebilir.
Ancak eş seçimi her zaman mantık kurallarına göre yapılmadığı için insan bazen bilerek, bazen de bilmeyerek zıt kişiliğe sahip birisiyle de ebedi yol arkadaşlığına çıkabiliyor.
Çünkü yapılan bazı araştırmalara göre, farklı karakterlerde olan bir kişiye ilgi duymanın altında, insanın kendisinde olmayana duyduğu ihtiyaç yatmaktadır. Böylece insan, eksik tarafını tamamlar ve dengeler.
Örneğin zayıf olan birisi güçlü birisine, öfkeli birisi, sabırlı birisine ilgi duyarak bir anlamda hayatını dengelemeye çalışır. Zaten evliliğin de bir amacı, erkek ve kadının birbirini tamamlaması değil midir?
Bu bakış açısıyla bakıldığında karı-koca arasındaki karakter farklılıkları, sabır ve anlayışla yaklaşılır ve kabullenilirse her ikisinin de zenginliğine dönüşebilir. Onun için eşin evlenmeden önce sahip olduğu ve şimdiki evliliğine taşıdığı karakterini kabullenmek en doğrusudur. Çünkü insanların karakteri kolay kolay değişmez. Onu zorla, baskıyla, tehditle değiştirmeye kalkışmak, duygu patlamasına neden olacağı gibi, kişiyi de yorar. Ayrıca uyum iki tarafın çabasıyla gerçekleşir, tek tarafın değil.
Eşinizin karakter farklılığını kabullenmek demek, ümitsizliğe kapılmak demek değildir. Evlilik hayatında huzuru ve mutluluğu sağlayacak diğer değerlere odaklanmak demektir. Çünkü karakter uyumu huzurlu bir evliliğin tek şartı değil, şartlarından biridir. Örneğin eşinizin iyi özelliklerine odaklanırsanız daha çok huzurlu olursunuz.
Eşinizin güzel hasletlerine odaklandığınızda onu daha çok sevmeye başlayacaksınız. Bu, ona karşı olan sözlerinize ve davranışlarınıza da olumlu yansıyacaktır.
Farklı karakterdeki eşlerde sorun oluşturan şey, daha çok birinin diğerini kendisine göre davranmaya zorlamasıyla oluşur. Oysaki zıt karakterde olmak demek, mutlaka birinin karakterinin 'iyi', diğerinin 'kötü' olduğu anlamına gelmez, sadece farklı olduğu anlamına gelir. O zaman herkes, kendi isteğinde, arzusunda, davranışında veya görüşünde ısrar etmezse, orta yolu bulmak da kolay olur.
Bunun dışında, eşlerin ortak bir paylaşım veya etkinlik yapmaları için mutlaka her ikisinin de hoşlandığı bir şey yapmaları gerekmez. Ara bir nokta buluşabilirler.
Evlilikte 'altın orta nokta' denilen bir kural vardır. Karı-koca kendisinden biraz taviz vererek birer adım atıp orta bir noktada buluşabilir.
Birlikte kitap okumak, kuran dinlemek, akraba, arkadaş, komşu ziyaretleri yapmak veya tarihi mekânları gezmek, piknik yapmak, evde karşılıklı kahve içme, çay içme, meyve yeme saatleri belirlemek de ortak etkinliklerdir ve sizi birbirinize yakınlaştırır.
Bunun yanında eşinizi daha iyi tanımaya gayret gösterin. Çünkü genelde birçok karı-kocanın aradan yıllar geçmesine rağmen, hala birbirlerini yeterince tanımadıklarına şahit oluyoruz. Onu ne kadar iyi tanırsanız o kadar doğru davranmış olursunuz ve size uygun gelebilecek ilgi alanlarını, ortak paylaşım noktalarını daha iyi tespit edersiniz.
Eşinizle tartışma yapmadan sohbet edebilmeniz çok önemlidir. Çünkü eşlerin birinci derecede ihtiyaç duydukları şey, sevgilerini ve aşklarını paylaşmalarıdır. Ayrıca karı-koca arasındaki sohbette onları tatmin eden şey, öncelikli olarak 'kalbe karşı bir kalp' ile muhabbet etmeleridir, fikir teatisinde bulunmaları değil.
Bunun için önce anlaşamadığınız veya üzerinde tartıştığınız konulardan değil de anlaşabileceğiniz başka konular üzerinde sohbet etmeye gayret gösterin.
Karı-kocanın, kişilikleri ne olursa olsun, üzerinde konuşabilecekleri konular mutlaka vardır. Eğer hala 'üzerinde ortak konuşacağımız hiçbir konu yoktur', diyorsanız, o zaman eşinizin ilgi duyduğu konular hakkında sohbet etmeye gayret gösterin. Çünkü ilk aşamada sizin için önemli olan, kocanızla sohbet etmek, ortak bir alanda buluşmaktır. Bu sizin birbirinize yakınlığınızı artıracağı gibi, paylaşabileceğiniz yeni ortak konuları da doğuracaktır.
Sizinle sohbet etmeye, herhangi bir konu hakkında sorunsuz konuşmaya alışan kocanız, zamanla sizin ilgi duyduğunuz konularda da sohbet etmeye başlayacaktır.
Tüm bunların yanında size tavsiyemiz, olaya kader cihetiyle, içinde bulunduğumuz dünya imtihanı sırrıyla bakıp sabretmemizdir. Çünkü başımıza gelen olayların bizim bilmediğimiz nice anlamları vardır. Bunu ancak Allah (cc) bilir. Bize düşen ümitsizliğe kapılmadan, çözüm yolları aramaktır. Yüce Yaratıcımız Kur’an'da açıkça neyin hakkımızda hayırlı neyin hayırsız olacağını bilemeyeceğimizi bildiriliyor.
"Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara 216)