Siyaset Adalet ve Kalkınma Partisinde demek ki başka türlü işliyor. Rüzgâr gülü Söğütözü’nden gelecek rüzgâra endeksli. Yük belli ki, Ankara’da birkaç kişinin üzerinde.
Adanadakiler Ankara’nın kazanımını harcıyor, miras yedi gibi davranıyorlar. Bu civarda zerre kıpırtı yok...
İl Başkanı canından bezmiş, 'ununu elemiş ipini asmış.' Yanındakiler de farklı değil, pembemsi rüyaların peşindeler.
Adana’da dağınıklığa çare olacak, moral motivasyon sağlayacak bir orkestra şefine şiddetle ihtiyaç var.
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdullah Torun kendi çalıp kendi oynuyor. O hâlâ tebrikleri kabul etmekle meşgul.. Basına 'yasak savma' kabilinden bülten göndererek bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. Adana’dan oy istiyor, Adana basınını pas geçiyor, Facebook’a reklâm vererek işin içinden çıkacağını varsayıyor. Dostlar alışverişte görsün.
Kılavuz'u karga olanın burnu ne ile meşgul olurmuş, yön verenler Torun’a ne kadar dost? Abdullah Torun ve yanındakilerin 'mehteran yürüyüşü' birilerini harekete geçirmiş gibi… Torun'un ortaya çıkması ile AK Parti içinde bir kenara itildiğini düşünenlerin varlığı her gün biraz daha hissediliyor. İşin içinde farklı bir oyun mu var?
Meseleye, 'Torun öncesi' yaşananları mercek altına almakla başlamak gerekir.
İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı'nın bir adayı vardı. Ankara’ya giderek onun adına kulis de yapmıştı. Gönlünden geçen aslanın adaylığı o kadar benimsenmişti, o ismin üzerinde mutabakat oluşmaması halinde istifa edeceğini bile haykırmıştı.
Sonuçta istediği olmadı.. Abdullah Torun aday gösterildi. Yağcı istifa etmedi, ama kamuoyuna hep 'istifam cebimde' sinyalini vermeye devam etti. Bütün bunlara ilaveten, Torun’un yanında da yer almadığı gibi çalışmadı da… Sessiz protestosu halen devam ediyor.
Yağcı’nın 'ağır aksak tavrı' partide etkin bazı isimleri hareketlendirmiş durumda.
Bu durumu görüyor ve de seçim kaybetme korkusu ile öfkeleniyorlar. Parti içinde sözü dinlenir birkaç isim Yağcı'nın tavrına karşılık, karşı strateji geliştirerek onu ve ekibini zor durumda bırakmaya çalışıyor.
AK Parti Adana İl’de bu yönde, sokaktaki adamın bile duyacağı şekilde 'çatlak sesler' yükseliyor. AK Parti’ye gönül veren, Adana il teşkilatına geçmişte maddi manevi destekte bulunanların öfkesi dinmek bilmiyor. 'Yağcı'ya sepet havası' maksadıyla olanca güçleri ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
"Seçim zamanı belediye başkan aday adaylarından 'başvuru parası' adı altında onca gelir edildi. Meclis üyesi aday adaylarından hatırı sayılır tahsilâtlar yapıldı. İlaveten, hazine yardımından il teşkilatına güzel paylar ayrıldığı biliniyor. Genel merkez taşra teşkilatlarından hiçbir şey esirgemiyor. Ne isteniyorsa gönderiliyor. Buna rağmen Adana’da varlık içinde yokluk çekiliyor. Personel düzenli aylık alamıyor. Gider ve masraflar zamanında ödenmiyor. Dışarıya iş yaptırılıyor parası süründürülüyor. Bu durum AK Partinin içinde yuvalanan şer odaklarının bir oyunu olmalı. Genel Merkez bu durumu görmeli ve gerekeni yapmalı" diye konuşan etkin isimler, "30 Mart'ta hayal kırıklığı yaşanırsa binmelidir ki nedeni bunlardır" diye de ekleme yapıyor.
Durum böyleyken böyle…
Olumsuz tablo bu şekilde gerçekleşirse, 'Dimyat’a Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak' böylesi durumlar için söylenmiş olmalı.
Adanadakiler Ankara’nın kazanımını harcıyor, miras yedi gibi davranıyorlar. Bu civarda zerre kıpırtı yok...
İl Başkanı canından bezmiş, 'ununu elemiş ipini asmış.' Yanındakiler de farklı değil, pembemsi rüyaların peşindeler.
Adana’da dağınıklığa çare olacak, moral motivasyon sağlayacak bir orkestra şefine şiddetle ihtiyaç var.
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdullah Torun kendi çalıp kendi oynuyor. O hâlâ tebrikleri kabul etmekle meşgul.. Basına 'yasak savma' kabilinden bülten göndererek bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. Adana’dan oy istiyor, Adana basınını pas geçiyor, Facebook’a reklâm vererek işin içinden çıkacağını varsayıyor. Dostlar alışverişte görsün.
Kılavuz'u karga olanın burnu ne ile meşgul olurmuş, yön verenler Torun’a ne kadar dost? Abdullah Torun ve yanındakilerin 'mehteran yürüyüşü' birilerini harekete geçirmiş gibi… Torun'un ortaya çıkması ile AK Parti içinde bir kenara itildiğini düşünenlerin varlığı her gün biraz daha hissediliyor. İşin içinde farklı bir oyun mu var?
Meseleye, 'Torun öncesi' yaşananları mercek altına almakla başlamak gerekir.
İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı'nın bir adayı vardı. Ankara’ya giderek onun adına kulis de yapmıştı. Gönlünden geçen aslanın adaylığı o kadar benimsenmişti, o ismin üzerinde mutabakat oluşmaması halinde istifa edeceğini bile haykırmıştı.
Sonuçta istediği olmadı.. Abdullah Torun aday gösterildi. Yağcı istifa etmedi, ama kamuoyuna hep 'istifam cebimde' sinyalini vermeye devam etti. Bütün bunlara ilaveten, Torun’un yanında da yer almadığı gibi çalışmadı da… Sessiz protestosu halen devam ediyor.
Yağcı’nın 'ağır aksak tavrı' partide etkin bazı isimleri hareketlendirmiş durumda.
Bu durumu görüyor ve de seçim kaybetme korkusu ile öfkeleniyorlar. Parti içinde sözü dinlenir birkaç isim Yağcı'nın tavrına karşılık, karşı strateji geliştirerek onu ve ekibini zor durumda bırakmaya çalışıyor.
AK Parti Adana İl’de bu yönde, sokaktaki adamın bile duyacağı şekilde 'çatlak sesler' yükseliyor. AK Parti’ye gönül veren, Adana il teşkilatına geçmişte maddi manevi destekte bulunanların öfkesi dinmek bilmiyor. 'Yağcı'ya sepet havası' maksadıyla olanca güçleri ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
"Seçim zamanı belediye başkan aday adaylarından 'başvuru parası' adı altında onca gelir edildi. Meclis üyesi aday adaylarından hatırı sayılır tahsilâtlar yapıldı. İlaveten, hazine yardımından il teşkilatına güzel paylar ayrıldığı biliniyor. Genel merkez taşra teşkilatlarından hiçbir şey esirgemiyor. Ne isteniyorsa gönderiliyor. Buna rağmen Adana’da varlık içinde yokluk çekiliyor. Personel düzenli aylık alamıyor. Gider ve masraflar zamanında ödenmiyor. Dışarıya iş yaptırılıyor parası süründürülüyor. Bu durum AK Partinin içinde yuvalanan şer odaklarının bir oyunu olmalı. Genel Merkez bu durumu görmeli ve gerekeni yapmalı" diye konuşan etkin isimler, "30 Mart'ta hayal kırıklığı yaşanırsa binmelidir ki nedeni bunlardır" diye de ekleme yapıyor.
Durum böyleyken böyle…
Olumsuz tablo bu şekilde gerçekleşirse, 'Dimyat’a Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak' böylesi durumlar için söylenmiş olmalı.