Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında 78 kişinin hayatını kaybettiği çok acı olay aslında felaketin bile bile geldiğini gösteriyor.
Yapılması gerekenlerin otel işletmecisi ve yöneticileri tarafından ihmal edildiği, Turizm Bakanlığının denetim yetki ve sorumluluğunu yerine getirmediği görülüyor. Sonuçta bu facianın oluşmasına sebep olanlar, yetki sendeydi, ondaydı tartışmasıyla sorumluluk almaktan kaçarak kamuoyunu yanıltarak kendilerini aklamaya çalışıyor.
Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, konuyla ilgili Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'te yapılan 5 Nisan 2012’de müteahhitler lehine yapılan değişikliğe dikkat çekerek yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında:
- Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.” Şeklinde yazarken
- 2012 yılında bu madde şöyle değiştirildi: 'Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.'
O günlerde Prof. Kılıç: "Avrupa’da projelerin itfaiye tarafından incelenmediği Türkiye’den başka bir ülke gösterilemez" sözleriyle yapılan değişikliğe isyan ediyordu ama kimse umursamadı…
Daha önce de işletmecinin, denetim ve kontrola yetkili mercilerin ihmal ve kusurları nedeniyle birçok olayda çok sayıda insanımızı kaybetmiştik ama yeterince ders almamışız. Soma'da, Çorlu Tren kazasında, Adana'da tarikat yurdunda ve nice maden kazasında ve depremlerde hep aynısı yaşandı. Giden gitti, Vatandaş acılarıyla başbaşa kaldı. Sonrasında “kader” dedik, 'bu işin fıtratında var' dedik, 'zamları Allah yapıyor' diyerek hem dine hem de insanlığa karşı günah işledik.
İşin acı tarafı otel yangınından hemen önce otelin işletmecisiyle bir yöneticisi arasında "mutfak havalandırma bacası halledilmedi başımıza iş açacak" dediği söyleniyor.
Ahmet Hakan bir kısmını aşağıya aldığım yazısında facianın sebeplerini çok güzel özetlemiş. Gelin okuyalım.
"MUHTEŞEM BİR YÖNETMELİĞİMİZ VAR. Peki ya bir denetim ahlakımız var mı?
Hah! İşte o yok.
DENETLENEN'de de ahlak yok.
DENETLENEN: Daha çok para kazanma hırsıyla kurallara uymadığı halde 'uygundur' raporunu kapmak için her şeyi yapıyor.
DENETLEYEN: Otel sahibinin para kazanma hırsından faydalanmak için uygun olsa da olmasa da 'uygundur' hükmünü basıyor.
SONRA NE OLUYOR? Facia geliyor, onlarca canımız gidiyor…
A.Hakan'ın söylediklerine katılmamak mümkün mü?
Türkiye’de Önleyici tedbirler genellikle göz ardı edilir, olayların arkasından suçu birilerine çabasına girilir. Hatayı söyleyip, ihmal veya kusuru hatırlattığında her türlü iftiraya hedef olursun. Halbuki 'Hastalığın en iyi tedavisi hasta olmamaktır.' Önemli olan herhangi bir kaza, bela olmaması için gerekli tedbirleri önceden almak, takip ve kontrol etmek gerekir.
Ayrıca, sigorta kuruluşları yangın güvenliği kontrollerin yapılmadığı otelleri sigorta etmezken nasıl oldu da bu sigortaların yapıldığını anlayamadım?
Göz göre gelen facialarda, asıl sorumluların kendi ihmal ve beceriksizliklerini örterek algı yönetimiyle kamuoyunu yanıltma, örtbas etme, muhalefete yıkma çabası kayıpların artarak devam etmesine sebep oluyor.
Ne bahane üretirsen üret, yetki kimde diye tartış ne sorumluluk alan var ne de istifa eden. Evet ölenler geri gelmiyor ama hiç olmazsa kamu vicdanında sorumlular cezasını bulmuş olduğu için idareye güven artacak ve benzer hataların tekrarının önlenmesine katkı sağlayacak.
Bolu'daki otel yangınını fırsat bilen Yunanistan gibi komşularımız da sabahtan akşama kadar Türk Turizmini baltalayacak şekilde aleyhimizde yayın yapıyor. Haliyle kızıyoruz ama özeleştiri yaparak kusur ve ihmallerimizi düzeltip onlara bu fırsatı vermesek daha iyi olmaz mı?
Sonuçta 20 senede dibe vuran bir ahlak erozyunu yaşıyoruz... Buna çözüm bulmadıktan sonra ne dersek diyelim boş.
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı
Facebook Yorum
Yorum Yazın