Abone ol
Bu ülkenin gençleri kullanılıyor, yok ediliyor. Her iki tarafa, ölene ve öldürene baktığımızda bu ülkenin gençleri var.
"Suruç'un Katilleri Türkiye'den Üs İsteyenlerdir"
Birine solcu, birine sağcı veya terörist deniliyor. Ayrıştırılan, alet olarak kullanılan tarafların hiç birisi bu oyunun kazananı değil. Kazanan onları amaçları uğruna hiç umursamadan kullananlar.
Suruç’ta yaşananlar 11 Eylül komplosunu hatırlattı. Ortam hazırlandı, bir piyon oyuna dâhil edildi ve sonuçta müttefik gözüken düşman ülkeler istedikleri üsleri aldı. Yerli ve yabancı tüm medya operasyonlara geniş yer ve destek verdi. Her ne hikmetse bunların arasında tam tekmil iktidara karşı olan malum medyada vardı!
Saldırının hedefi olan basın açıklaması Ayn-el Arap (Kobani) sınırındaki bir köyde yapılacakken son anda kültür merkezine alınmış. Ne oldu da açıklama bir anda Suruç’ta yapıldı? Buna kim karar verdi? Bu gençleri oraya götürenlerin içerisinde ajanlar mı vardı? Kalabalığın orada toplanması sağlandı ve sahne canlı bombaya bırakıldı…
Canlı bomba tanınmayacak şekilde parçalanırken nüfus cüzdanı nasıl sapasağlam bulundu? Anlaşılan yalnız değildi ve bir an önce kimliğinin tespit edilmesi isteniyordu. Zaten ismi de tam algı yönetimine uygun 'Şeyh Abdurrahman.' Daha ismine bakana kadar “bu kesin IŞİD üyesi” denilsin istendiği o kadar belli ki. 'Adı Berk, Tunç, Tansel' olan birisi niçin IŞİD sempatizanı veya üyesi olmaz?
Aslında IŞİD de ABD imalatı. Bir zamanlar El-Kaide vardı, son kullanma tarihi geçince IŞİD’i piyasaya sürdüler. Amaç bunları kullanıp İslam’a ve Müslüman ülkelere yaptıkları saldırılara meşruiyet kazandırmak.
Suruç kimin işine yaradı? Tabii ki ABD, AB ve İsrail üçlüsünün. Müslüman kanı akmaya başladı. Birileri "onlar IŞİD ölsünler" naraları atmakta gecikmedi. Kimse aklıselim bir şekilde "Müslüman Müslümanı öldürmesin, ne oluyor, nereye gidiyoruz?" demedi.
IŞİD’in yanına PKK ismi de eklenince üs verilmesine tepki verecek insanlarımız bile "ama PKK’ya karşı da operasyon yapılıyor" demeye başladı.
İyi niyetli ama şuursuz insanları kandırmak için PKK ismi bu operasyonlarda özellikle geçiriliyor. Çözüm süreci diye diye teröristleri başımıza çıkaran zaten bu operasyonlara kucak açan iktidar değil mi?
HDP hiç şüphesiz PKK’nın Meclisteki uzantısı. Her daim bu bağlantıyı söylüyor ve eylemleriyle de destekliyorlar.
En son HDP eş başkanı resmen "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD’ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz" dedi.
Parti kapatmayı zorlaştırıyoruz diyerek teröristlerin önünü açan bu iktidar değil miydi? Açıkça, hiçbir beis görmeden, haykırarak "biz teröristiz" diyorlar ve meclis çatısı altında yer alıyorlar. Teröristlerin mecliste yer almalarının hiç bir meşru gerekçesi olamaz.
Birine solcu, birine sağcı veya terörist deniliyor. Ayrıştırılan, alet olarak kullanılan tarafların hiç birisi bu oyunun kazananı değil. Kazanan onları amaçları uğruna hiç umursamadan kullananlar.
Suruç’ta yaşananlar 11 Eylül komplosunu hatırlattı. Ortam hazırlandı, bir piyon oyuna dâhil edildi ve sonuçta müttefik gözüken düşman ülkeler istedikleri üsleri aldı. Yerli ve yabancı tüm medya operasyonlara geniş yer ve destek verdi. Her ne hikmetse bunların arasında tam tekmil iktidara karşı olan malum medyada vardı!
Saldırının hedefi olan basın açıklaması Ayn-el Arap (Kobani) sınırındaki bir köyde yapılacakken son anda kültür merkezine alınmış. Ne oldu da açıklama bir anda Suruç’ta yapıldı? Buna kim karar verdi? Bu gençleri oraya götürenlerin içerisinde ajanlar mı vardı? Kalabalığın orada toplanması sağlandı ve sahne canlı bombaya bırakıldı…
Canlı bomba tanınmayacak şekilde parçalanırken nüfus cüzdanı nasıl sapasağlam bulundu? Anlaşılan yalnız değildi ve bir an önce kimliğinin tespit edilmesi isteniyordu. Zaten ismi de tam algı yönetimine uygun 'Şeyh Abdurrahman.' Daha ismine bakana kadar “bu kesin IŞİD üyesi” denilsin istendiği o kadar belli ki. 'Adı Berk, Tunç, Tansel' olan birisi niçin IŞİD sempatizanı veya üyesi olmaz?
Aslında IŞİD de ABD imalatı. Bir zamanlar El-Kaide vardı, son kullanma tarihi geçince IŞİD’i piyasaya sürdüler. Amaç bunları kullanıp İslam’a ve Müslüman ülkelere yaptıkları saldırılara meşruiyet kazandırmak.
Suruç kimin işine yaradı? Tabii ki ABD, AB ve İsrail üçlüsünün. Müslüman kanı akmaya başladı. Birileri "onlar IŞİD ölsünler" naraları atmakta gecikmedi. Kimse aklıselim bir şekilde "Müslüman Müslümanı öldürmesin, ne oluyor, nereye gidiyoruz?" demedi.
IŞİD’in yanına PKK ismi de eklenince üs verilmesine tepki verecek insanlarımız bile "ama PKK’ya karşı da operasyon yapılıyor" demeye başladı.
İyi niyetli ama şuursuz insanları kandırmak için PKK ismi bu operasyonlarda özellikle geçiriliyor. Çözüm süreci diye diye teröristleri başımıza çıkaran zaten bu operasyonlara kucak açan iktidar değil mi?
HDP hiç şüphesiz PKK’nın Meclisteki uzantısı. Her daim bu bağlantıyı söylüyor ve eylemleriyle de destekliyorlar.
En son HDP eş başkanı resmen "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD’ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz" dedi.
Parti kapatmayı zorlaştırıyoruz diyerek teröristlerin önünü açan bu iktidar değil miydi? Açıkça, hiçbir beis görmeden, haykırarak "biz teröristiz" diyorlar ve meclis çatısı altında yer alıyorlar. Teröristlerin mecliste yer almalarının hiç bir meşru gerekçesi olamaz.
Yorum Yazın