DEM Partili vekiller Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan İmralı Cezaevi’nde Terörist başıyla görüşmüş, ardından bebek katilinin 'gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım' şeklindeki mesajı paylaşılmıştı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’lı bebek katili Abdullah Öcalan’ın mesajlarını değerlendirerek: "Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış HAYIRLI BİR BAŞLANGICIN ivmesi olmuştur. Türkiye iç çatışma girdabına asla düşmeyecektir. Ortadoğu’nun kaos salgını Türkiye’mize bulaşamayacaktır. Bilakis ve bilahare dostluk ve barış kuşağı etrafımızı kuşatacaktır. 2025, Türk ve Türkiye Yüzyılının huzur ve sükûnet sayfasını iyice aralayacak, anlaşmazlık ve uyuşmazlık kilitlerini açan ferah, feragat ve refah sıçramasıyla uçurumları kapatacaktır" Sözleriyle bu girişimleri destekleyici konuşmuştur.
Yukarıya alıntıladığım MHP liderinin sözlerini okuyunca içimiz ferahladı herhalde! Üstüne devamla, "milli ilke ve ülkülere sadakatle birlik ve kardeşliğimizi perçinlemenin, pekiştirmenin ve pekleştirmenin tarihi mesuliyeti omuzlarımızdadır" diyerek sorumluluğu da üzerine almış…
Bölücü Terör Örgütü PKK’nın Avrupa’daki yayın organı Serxwebûn, '2025 yılı Önder Apo’ya özgürlük yılı olacak' manşetiyle yayınlanmakta, teröristler ve yandaşları savaş kazanmış gibi zafer çığlıkları atarken şehit aileleri ve gazilerimiz göz yaşları içinde olanları izlemekteler.
Yokluk ve imkansızlıklar içinde Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kurtuluş Savaşını kazanarak bağımsız, laik, çağdaş ve saygın Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk Milleti bugün kendisine yaşatılan bu haksızlığa söyleyecek kelime bulamamakta…
Bunca şehidimizin kanı yerde kalmayacak derken, seçim meydanlarında iktidarı suçlamak amacıyla idam iplerini fırlatırken, …. Yapmazsam namerdim, şerefsizim vs.vs. derken ne oldu da şimdi bebek katili terörist başı haini meclise davet etme noktasına gelindi? MHP Gen.Bşk. Bahçeli, adeta insanımızın aklıyla alay eder gibi, "Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur" sözleriyle vicdanları bir kez daha yaraladı.
Buraya gelinceye kadar geçen yıllar içinde yapılanlara göz atacak olursak;
- Okullarda Andımız kaldırıldı, 19.Mayıs, 23.Nisan gibi Milli Bayramlar yasaklandı. Valilik tabelalarından, resmî kurumlardan T.C ibaresi kaldırıldı, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazılı tabelalar söküldü, il Başkanları tarafından 'Türk olmaktan kurtulduk' dendi, teröristbaşı Öcalan’a övgü dolu sözler söylendi. Çözüm süreci denilen yıllarda binbir taviz verildi.
-PKK’lı gerçek teröristlerin gizli tanıklığıyla Genelkurmay Başkanını ve terörle mücadelede canını ortaya koyan birçok subayımızı terörist deyip hapsettik.
- PKK.lı teröristleri Haburda kahraman gibi karşıladık, meydan, meydan dolaştırıp protokollarda ağırladık, mahkemeyi ayaklarına götürdük, pişmanım demeleri için yalvardık ama onu bile demediler,
-PKK’lı teröristlere mezarlık yapıp şehitlik dediler, caddelerdeki bilbordlara teröristbaşının posterlerini astılar,
-Vergi adı altında haraç topladılar, mahkeme bile kurup vatandaşları yargıladılar, Korucuları tehdit ettiler ve hatta işkenceyle öldürdüler.
Osmanlı’nın son döneminde yaşadığımız buna benzer örnekleri hatırlayacak olursak bu işin sonu Türk Milleti için hüsran olur. On dokuzuncu yüzyılda 'Türkleri Balkanlar’dan atmak' düşüncesiyle yola çıkan Avrupa Devletleri, amaçlarını hukuki zemininde gizlemişlerdi. O zaman da Balkanlardaki Hristiyan halklar ayaklanmakta, o zamanın Büyük Devletleri olan İngiltere, Fransa, Avusturya ve Rusya Osmanlı’ya baskı yaparak, reform yapılmasını istemekte ve tavizler talep etmekteydi. XIX.ncu yüzyılda Osmanlı ülkesinde başlatılan reformların, Türk Toplumuna da bazı yenilikler getirmekle beraber, Türk ve Müslümanlardan ziyade gayri müslimlerin yararına olduğu ve sonuçta devleti yıkıma götürdüğü tarihi bir hakikattir.
SONUÇ OLARAK Mehmet Akif’in meşhur sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum; "Diyorlar ki, tarih tekerrürden ibarettir. İbret alınsaydı hiç tekerrür edermiydi?
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı
Facebook Yorum
Yorum Yazın